Haftasonlarını çok sevdiğimi artık herkes biliyor ama ben yine de dile getirmeden geçemeyeceğim. Özellikle de bu hafta sonundaki gibi mis gibi, cıvıl cıvıl bir hava olunca tadından yenmiyor. Cuma günü Rusya'dan çok sevdiğimiz arkadaşlarımız Yücel ve Ira geldiler. Onlar her geldiklerinde İstanbul'da sık sık gitmediğimiz veya hiç görmediğimiz yerlere gitmeye özen gösteriyoruz. Böylece yeni mekanları beraber keşfediyor hem de içinde yaşarken farkına varmadığımız İstanbul'un güzelliklerini yeniden keşfediyoruz. Onların gelişi turistik gezilerle İstanbul ziyafeti oluyor bizim için. Cumartesi'de bu ziyafetlerden birini Emirgan'da yaşadık. Geçen sene başlatılan Lale Festival'inin ikincisi aynı keyif ve renk ziyafetiyle bu sene de Emirgan'daydı. İşte sizinle paylaşmak istediğim bir kaç kare. İsterseniz resimlerin üzerine tıklayıp büyük hallerini açarak masaüstünüze bu manzaraları taşıyabilirsiniz. Ben öyle yaptım, böylece bir sonraki hafta sonuna kadar bu güzellikler hep benimle olacak.
Emirgan'ın meşhur köşklerinden Sarı Köşk'te uygun fiyata açık büfe kahvaltı veriyorlar. Manzara ve temiz havada hediyesi. Güzel bir masaya yerleşip nefis bir kahvaltı etmenin tadını çıkararak kendimi eski zamanların İstanbul'unda hissettim. Kim bilir ne kadar güzel bir keyifti o zamanlar İstanbul'da yaşam..
Emirgan'ın meşhur köşklerinden Sarı Köşk'te uygun fiyata açık büfe kahvaltı veriyorlar. Manzara ve temiz havada hediyesi. Güzel bir masaya yerleşip nefis bir kahvaltı etmenin tadını çıkararak kendimi eski zamanların İstanbul'unda hissettim. Kim bilir ne kadar güzel bir keyifti o zamanlar İstanbul'da yaşam..
Pazar günüde aynen cumartesi gibi dopdolu geçti. Senenin ilk mangalını terasımızda yaptık. Böylece hem terasda mangal sezonu açılmış hemde kışın kapalı olan terasımız yaza merhaba demiş oldu. Mangal deyince işin elbetteki en önemli kısmı ve mangalın ana kahramını etlerdir. Bu konuda çok başarılı olan eşim hemen kollayı sıvayıp mutfağa girdi. (Bayılıyorum mangala!;)). Tüm gün mutfaktaydık, eşim biryandan etleri hazırlarken bende menünün kalan kısmını hazırlamakla uğraştım. Bu arada sevgili Ira şaşkın şaşkın biz türklerin bu yemek olayına düşkünlüğüne bakıyor ve inanamıyordu. Yani o da haklı. Sonuçta hangi memlekette yemek deyince akan sular durur. Helede bizim ailede :)... Sloganımız neydi tekrar edelim o halde "Yaşasın Yemek Yemek!".
Ve işte mangal menümüz:
- Eşimin özel inegöl köftesi, soya sos terbiyeli tavuk şiş, biberli zeytinyağ ile terbiye edilmiş tavuk şiş, terbiyeli kuzu şiş