29 Haziran 2007 Cuma

Tatildeyim :)

Nihayetinde uzun çalışma dönemimin ardından tatil zamanım geldi.. Efendim 8 Temmuz'a kadar ufak bir ara.. Tatil dönüşünde tüm enerjimle ve yepyeni tariflerler ve muhtamel süper resimlerler geliyorum. Siz bu arada beni özlemeye devam edin :) Görüşürüzz....

(resim: evybaby den)

24 Haziran 2007 Pazar

Gömbe

Gombe

Buyrun size mangal başı lezzetlerinden bizim yöreye has süper bir salata daha. Bu salatanın adının size tuhaf geldiğine eminim. Bu ismin sebebini tam bilmesemde tahminen diyebilirimki salatanın malzemeleri kızgın korun içine gömülerek pişirildiği için bu ismi almıştır. Genellikle patlıcanların taze olduğu mevsimde kilolarca patlıcan,domates ve biber közlenerek kavanozlara doldurulup hava almayacak şekilde kapatılıp kışlık erzak dolaplarında muhakkak hazır bulundurulur. Ne zaman memleketime gitsem mutfaklarda üst raflara dizilmiş gömbe kavanozlarıyla karşılaşırım. Ama yine taze yapılmışının tadı hibirşeye benzemez. Bu salatayı ayrıca kahvaltıdada ekmeği bana bana tüketebilirsiniz.. Soğuk olarak daha bir lezzetlidir. Ben malzemelerde ölçü vermedim, sizin damak tadınıza kalmış arzu ettiğiniz kadar kullanabilirsiniz.

Malzemeler
  • Patlıcan
  • Domates
  • Sivri biber (acı olması tercih sebebidir, acı çarliston biberide ayrı bir lezzet katar. )
  • Zeytinyağ
  • Kuru Soğan
  • Tuz
Yapılışı
  1. Patlıcan, domates ve biberleri isterseniz fırında, isterseniz ocakta ama en güzeli mangalda korun içinde iyice közleyin.
  2. Közlenen sebzelerin kabuklarını soyup iri iri çok parçalamadan doğrayın. Derince bir servis kasesine alın.
  3. Soğanları küçük küpler halinde doğrayın. Soğanların ne çok büyük nede çok küçük olmaması gerekir. Salatayı yerken hissedilebilir lezzetle olması en güzeli. Soğanlarıda servis tabağına alın.
  4. Servis yapmadan önce zeytinyağ ve tuz ile lezzetlendirip servise sunun. Hafif biraz ılınması yada sabahtan hazırlanıp soğuk servis edilmesi en güzelidir.
Afiyet olsun...

Kabak Salatası

Kabak Salatasi

Bu salatanın yaratıcısı sevgili annem. Mangal yanına giden en lezzetli salatalardan biri olarak ilan ettim bile ben kendisini. İnanın hem hafifliği hemde sağlık yönünden zenginliğiyle ayrıca kabağın çiğ olarakda yenilebilirliğinin kanıtı. Hazırlaması sadece 5 dakikanızı alırken yemesi çok daha kısa sürüyor çünkü inanılmaz lezzetli :) Afiyetler olsun..

Malzemeler
  • 5 kabak
  • 1 su bardağı ince doğranmış maydanoz
sos için
  • 2 paket knorr acılı hazır salata sosu
  • 1 çay bardağı zeytinyağ
  • 2 yemek kaşığı soğuk su
  • 3 diş sarımsak küçük küçük doğranmış
Yapılışı
  1. Kabakları uzun uzun (julyen tarzı deniyormuş :)) doğrayın. Bunun için tupperware in julyen doğramasının kullanabilirsiniz. Yada normal salatalık kabuk soyucu ile uzun uzun şeritler halinde doğrayıp üst üste getirerek ince ince kesebilirsiniz.
  2. Maydanoz ve kabakları karıştırın.
  3. Çukur bir kasede salata sosu, yağ, sarımsak ve suyu karıştırın.
  4. Sosu salatanın üzerine servis yapmadan hemen önce dökün.
Afiyet olsun...

23 Haziran 2007 Cumartesi

Mısırlı Kalp Kek

Uzun bir aradan sonra yeniden geldim :) Gelmişken elim boş gelmiyeyim dedim bol bol tarif getirdim. İşte bu onlardan ilki. Bu keklerin en güzel yanı içinde beyaz un ve şekerin olmayışı. Bu nedenle canım babam için kahvaltıda çok güzel ikram oldu. O'da yıllar sonra kek yemenin tadını çıkardı. Tarif "Beyaz Unsuz Şekersiz Hamur İşleri" kitabından. Bu kitabı ilk çıktığında aldım ama daha ilk defa içinden bir tarif denedim ve çok da memnun kaldım.. Tarifteki bazı malzemeler bende olmadığı için ben size kendi uyguladıklarımı aktarıyorum.

Malzemeler
  • 1 su bardağı mısır unu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 1 tatlı kaşığı karbonat
  • 1 tutam tuz
  • 1 su bardağı süt
  • 2 yumurta
  • 5 yemek kaşığı tereyağ (oda sıcaklığında)
  • yarım çay bardağı bal
Hazırlanışı
  1. 6'lı muffin kalıbını yada uygun boy bir kek kalıbını yağlayın. Fırını turbo 150 derecede ısıtın.
  2. Mısır unu, buğday unu, tuz ve karbonatı eleyerek bir karışıtrma kabında kuru malzemeleri çıprma teli ile iyice karıştırın.
  3. Ayrı bir kabın içinde süt, yumurta, tereyağ ve balı çırpma teli ile iyice çırpın.
  4. Sulu malzemeyi kuruların üzerine dökerek tahta kaşık ile hızlıca karıştırın. Hamuru çok fazla karıştırmayın içinde topakların olması sorun değil.
  5. Kalıpların 3/4 ünü dolduracak şekilde paylaştırın. Sıcak fırının orta rafında 20 dakika kadar pişirin. Kürdan testinden başarıyla geçen keklerinizi hemen fırından çıkarıp 2-3 dakika dinlendirin. Ilık olarak servis yapılması tercih sebebidir :)..
Afiyet Olsun....

11 Haziran 2007 Pazartesi

Ah Mezuniyet Mezuniyet...

Okul hayatımız boyunca hayalimiz, okul bitince özlemimiz..

Sene 1998 , tam 9 sene olmuş oysa daha dün gibi.. İlk Üniversite ile tanışmam ve ilk dersim Fizik :) öğretmen birşeyler anlatırken ben merakla etrafıma bakıyordum. Acaba sadece ben mi yoğun duygular yaşıyordum yoksa arkadaşlarımda aynı çoşkuyu hissediyorlarmıydı?

Bir okuldaydım, karşımda bir öğretmen vardı ve ben okula forma giymeden gitmiştim  Anlatılanlar çok yabancı değilse de anlatım tarzı farklıydı, elimdeki kitap, aldığım notlar tamamen farklıydı.. Öğretmenin bu ders için kaç ortalı harita metod defteri alınması gerektiğini söylemesini bekledim. Ama bununla ilgili birşey söylemedi..

Bir süre daha öğretmen anlattı biz dinledik, bir kaç arkadaş derse katıldı.. Öyle parmak kaldırmadan sanki fikir programında gibi hafifçe başıyla işaret ederek.. E ben parmak kaldırmak istemiştim oysa..

Sonra öğretmen dersimiz bitti arkadaşlar dedi ve ilk odevlerimizi verdi.. Ama tahtaya ödev diye yazmadı.. zaten daha zil de çalmamıştı ki..

Farklı bir dersin ardından, artık adının teneffüs olmadığını öğrendiğim, ilk ders arasında, tanıştım arkadaşlarımla.. Hepsi ayri dünyalardandı.. Kimisi şehir dışıdan kimisi okul yurdundan.. Kimisi kendi aracıyla gelmiş kimisi “Çakmaklı”yla.. Farklı kültürler farklı yaşam tarzları ve farklı bakış acılariyla herkesin toplandığı bir sınıfmış burası.. Ve tek bir amaç var mezun olmak...

Günler yavaş yavaş geçiyor. Artık kulaklarımda beklediğim zil sesi yerini öğretmenin “burada bitirelim arkadaşlar” demesine bırakıyor. Sonra sınavlar başlıyor. Ve artık üniversitedeki sınavların adı dahi sınav değil vize.. Sanki bir ülkeye giriş yapacağız almak zorunda olduğumuz bir belge gibi vizelerimizi alıyoruz.. Vizelerdeki başarılar bizi finale götürüyor.. Finali de başardıkmı bir senelik maratonda kırmızı ipi göğüsleyen sporcular gibi sevinç içinde naralar atıyoruz okul koridorlarında..

Bu arada yepyeni etkinlikler giriyor hayatımıza, artık eskiden olduğu gibi lastik atlamıyor, ya da teneke kutularla koridorlarda futbol oynamıyoruz.. Şimdi üniversitede tiyatro topluluğu var ve bizim oyunlarımız kendini Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde gösteriyor, ya da sevimli topluluk odamızda anılarımızı çerçeveleyip duvarlarımıza asıyoruz, akip giden senelerde bizden sonrakilere de hatıra kalsın diye.. Okadar ciddiye alıyoruz ki işimizi üniversitemizde ders olarak koydurabiliyoruz müfredata tiyatroyu ve üniversite bize mücadeleyi öğretiyor ve azmin zaferini..
Arkadaşlarla, öğretmenlerle, asistanlarla sürekli mezuniyet üzerine yapıldı konuşmalar. Misal en sık geçen diyalog iki arkadaş arasında :

- “Mezun olunca ne yapacaksın?”
- “Aman dur hele bi mezun olayımda... :)”

Seneler birbirini kovalarken hızla, bu arada hem sevinç hem hüzün göstermeye başlıyor kendini... Çünkü sene 2002.. Okulun son senesi.. Bu sene finallerde göğüsleyeceğimiz kurdela mezuniyet kurdelamız olacak bundan sonra hadi gel bir tur daha atalım diyemeyeceğiz maratonda..

Aynı iki arkadaşın muhabbetine yeniden tanık oluyorum :

- “eee mezun oldun. Şimdi?”
- .... (sessizlik)

Şimdi buruk bir acı var içimizde çünkü yıllarca beklediğimiz mezuniyet geldi, geçiyor... Ama biz onu bu kadar çabuk beklemiyorduk aslında.. Yani hazır değildik.. Ama aslında insan neye hazir ki  Onun için de en güzeli nedir biliyormusunuz bırakın yaşananlar yaşandığı zamanda kalsın ve biz onları hep iyi hatırlayalım..

Şimdi dönüp baktığımda okuldayken okadar kızdığım öğretmenlerim bile ne kadar güzel görünüyorlar gözüme :) Çünkü onlar benim okul yıllarım ve iyi anılarım..... Hepinize teşekkürler yeniden, siz olmasaydınız ben şimdi buralarda olamazdım ...

Size sırayla mezuniyetten sonraki her senemi anlatmaya kalksam hepsinin içinde gizlenmiş olan okul özlemimi yakalarsınız. Ama ben bunu yapmayacagım. Hazır siz taze mezunlarken içinizdeki şevk kırılmasın.. :). Ama bana inanın en fazla bir sene sonra bir çalışma mesaisi sırasında “Haydi bu dersi kıralım” diye kendinizi dışarı atmak isteyeceksiniz.. Ve biliceksiniz ki artık kırabileceğiniz bir dersiniz olmayacak ...

Sene 2007 ve ben sanki daha dün mezun olmamışım gibi bu senenin mezunlarına konuşma yapıyorum. Ve onların gözünde nedense kendimi pek bi kıdemli hissettim şimdi :).

Hepsinin gözlerinden “Sen mezun oldun, iş buldun, hayatını kurdun, peki ya biz?” diye düşündüklerini okuyabiliyorum. Çünkü bende o sıralarda oturdum.. Ama size bir sır vereyim ;) Panik yok :) Sakin olun.. İnanın herşey kendiliğinden giriverecek yoluna ve size beraberinde sadece iyi anılar bırakacak.. Bir bakmışsınız sene 2012 olmuş ve içinizden biri şimdi benim durduğum yerde "Ah biz şöyleydik, biz böyleydik" diyecek ... Ve belki gözünde bir damla yaş belki yüreğinde bir burukluk sizin yerinizde olmak isteyecek.. Hatta daha bile eskide okulun o ilk gününde fizik dersinde...

Oysa ben daha fizik dersinin bitiş zilini duymadım ki 

Zil çalmayınca bende dersler hiç bitmedi, sanki hala fizik dersindeyim...

6 Haziran 2007 Çarşamba

Kat Kat Kurabiyeler

Kat Kat Kurabiye

İş yerinden arkadaşıma söz vermiştim yarın birşeyler getireceğim diye. Yani onlarda haklı hergün sayfaya bakıyorlar yapılan bir sürü şey var ama öyle her zaman gelmiyor buraya. Bu kurabiyeleri sırf sizin için yaptım arkadaşlar afiyetler olsun. Tarif yine usta Sahrap Soysal'dan, ben farklı olarak hem içine hemde üstüne çikolata ve hindistan cevizi ekledim :).

Kat Kat Kurabiye

Malzemeler
  • 3 yumurta
  • 250 gr iyice yumuşamış margarin
  • 1 paket vanilya
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 6 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • Hem arasına hemde üstüne koymak için hindistan cevizi ve damla çikolata
Yapılışı
  1. Margarin, yumurta, vanilya, toz şeker ve sıvı yağı bir kapta karıştırın.
  2. Ayrı bir kapta un ve kabartma tozunu birbirine iyice karıştırdıktan sonra yumurtalı karışıma ilave edin. Malzemeleri iyice birbirine karışıp yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.
  3. Hamuru iki eşit parçaya bölün. Birinci parçayı 1 cm kalınlığında olacak şekilde açın.
  4. 30-35 cm genişliğinde dikdörtgen fırın tepsisine yağlı kağıt serin ve bu hamuru bu tepsiye yerleştirin.
  5. Diğer hamur parçasına kakaoyu ilave edip iyice yoğurun. Bunuda 1 cm kalınlığında açın.
  6. Sade hamurun üzerine arzu ettiğini kadar damla çikolata ve hindistan cevizi serpiştirin. Sonra üzerine kakaolu hamuru serin. İki hamurun birbirine yapışması için iyice bastırın.
  7. Kurabiyeyi 175 derecede altüst konumda 5 dakika önceden ısıttığınız fırında 20-25 dakika pişirin. Fırından çıkan sıcak hamur kendi sıcaklığıyla pişmeye devam edecektir. Soğudukça kıvam alıyor yani pişmedi diye panik yapmayın :)
  8. Sıcakken üzerine hindistan cevizi ve damla çikolata serpin. Soğuduktan sonra dikdörtgen parçalar keserek servis yapın. Bu arada kurabiyenin üzerinde sıcaktan eriyen çikolata hem lezzet hemde hoş bir görüntü sağlayacaktır.
Afiyet olsun..

2 Haziran 2007 Cumartesi

Bademli Çikolatalı Peksimet

Cikolatali Peksimet

Bilmem siz peksimet nedir bilirmisiniz. Anneannemin özel bir tatlısımı tuzlusumu desem ama tahinli ve haşhaşlı böyle fosur fosur kabaran bir hamurişidir peksimet. Ben bu sefer peksimeti çikolatalı ve bademli yaptım. Tahinlinin yerini tutmasa da olağanüstü bir lezzetti. Hatta görüntüsü okadar güzeldiki bir resim göstermek yetersiz geldi, üç tane resim koydum bende. Hatta peksimetin yanına minik salyangozlarımıda koydumki onlarında gözleri bayram etsin :)

Cikolatali Peksimet

Tarif "Chocolate - cooking with the world's best ingredient" kitabından uyarlanmıştır..

Malzemeler

Hamuru İçin
  • (450 gr) 4 su bardağı un
  • 1/2 tatlı kaşığı tarçın
  • (50 gr) 1/4 su bardağı tereyağ yumuşak küpler halinde
  • (50 gr) 1/4 su bardağı şeker
  • 1 paket instant maya
  • 1 yumurta sarısı
  • (120 ml) 1/2 su bardağı su
  • 4 yemek kaşığı süt
  • üzerine sürmek için sulandırılmış bal (eğer varsa akçaağaç şurubu veya benzeride olabilir)
İçini doldurmak için
  • 3 yemek kaşığı tereyağ erimiş
  • 50 gr şeker
  • 1 su bardağı damla çikolata veya parçalanmış bitter çikolata
  • 75 gr badem parçalanmış
Yapılışı
  1. 23 cmlik kek kalıbını (mümkünse kelepçelilerden olsa daha iyi parçalanmadan çıkarmak için) yağlayın.
  2. Tarçın, un ve yağı yice birbirine karıştırın ufalanmış ekmek görüntüsüne gelene kadar. Şeker ve mayayıda ekleyin.
  3. Ayrı bir kapta yumurta sarısını su ve süt ile çırpın. Kuru karışıma ilave edin. Yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.
  4. Hamuru 40 X 30 cm lik bir dikdörtgen olacak şekilde açın.
  5. Erimiş olan tereyağı fırça yardımıyla hamura sürün. Şeker, çikolata ve bademi serpiştirin.
  6. Sonra hamuru uzun bir silindir olacak şekilde yuvarlayın. 12 tane eşit parçaya kesin. (Benimkiler baştan pek eşit olmayınca haliyle şekilde tepeceikler oldu :) Onun için siz eşit bölmeye dikkat edin).
  7. Birbirine yakın olacak şekilde kek kalıbına dizin. En az 1,5 saat kabarması için ılık bir ortamda üzerini örterek dinlenmeye bırakın.
  8. Önceden ısıttığınız 180 derece fırına 35-40 dakika pişirin. Piştikten sonra az suyla sulandırılmış balı veya akçaağaç şurubunu ılıkken üzerine sürün. İster ılık ister soğuk servis yapın.
Afiyet olsun....

Cikolatali Peksimet
Blog Widget by LinkWithin