- yasemiiinnnn kıızzıımmmm nerdesiin?
- hom hom hom hom...
- yasemiinnnnnnnnn!!!!!!
- hapır hupur höpür...
- hay allahım yine kayıp bu sarelle!! YA-SE-MİİİİİİİNNNNNNNN!!!!
- he he he :)))
Memlekette komşuların hatırladığı Yasemin; balkonda köşeye saklanmış, kara kıvırcık saçlı, eşek gözlü, al yanaklı, tombiş, çıplak ayaklı ama en önemlisi elinde sarelle kavanozu tutan, parmakları ve tüm ağız çevresi çikolataya bulanmış.. Annesinin ısrarla fazla yememesi için sakladığı çikolata kavanozunu her seferinde bulup aşıran ve tüketen öyle sevimli bir köylü kızı işte..
İlk sarelle çeşmeleri açıldığı zamanları hatırlarmısınız bilmem.. Ben hiç unutmadım.. Kovalarca doldurup kaşıntıdan patlayana kadar yerdim o çeşmelerden. Evimizde bir çeşme olsa içinde böyle çikolata aksa, bende altına yatsam böle kana kana içsem.. Başka hayalim olmadı sanırım :)) Evet sevgili okur sana bir itirafım var! Ben ölesiye bir ÇİKOLATAKOLİKTİM!!!
Tedavim uzun sürdü ama başardım, derken.. Hatta bizzat çikolata kokan bir atölyede çikolata cennetinde yaşarken, parmağıma bulaşan çikolatayı bile yalamazken, çok da aşama kaydetmişken "Bizimle çikolata yaparmısınız?" diye çağrıldığım workshopta yeniden bağımlılığım açığa çıktı.. Ve inanılmaz bir hızla o nefis çikolatalardan avuç avuç tüketirken buldum kendimi..
Ali Bey'in davetiyle Belçika merkezli Puratos'un mis gibi, ekmek ve çikolata kokan fabrikasını ziyaret edip bizzat ustasının elinden içinde kahve, limon, badem ve daha bir sürü olağanüstü dolgu kreması olan çikolataları tüketme imkanına sahip oldum.. Sadece tüketmeklede yetinmeyip, bizzat kendim kendi istediğim lezzetlerde çikolatalar hazırladım.. Meğer ne meşakkatli işmiş bu çikolata yapımı yahu!
Yok öyle sadece erit küvertürü, dök kalıba falan.. Odanın derecesi 18-21 arasında olacak, Yok kalıplarda bu derecede soğutulmus olacak, tezgah temiz ve soğuk olacak, aman efendim kalıba dökülen çikolata 32 dereceden yüksek olursa yağlı, alçak olursa kırılgan, yok yok.. Düşündümde ben çok iyi bir çikolata yiyicisi olarak kalsam daha iyi.. Anam kimya labaratuvarı gibi atölyen yoksa bu iş yaş..
Ağza atıldığında çikolata çıtırdayıp dolgu yeterli akışkanlıkta değilse o çikolata, çikolata olmazmış! Aldığın çikolatanın içinde yeterli kakao yağı yoksa, renklendirmede yağ bazlı boya kullanmadıysan topyekin kaldır at paketi.
Eh bu kadar zorlu aşamadan sonra elde ettiğiniz o pırıltılı çikolataları haliyle dizersiniz sizde benim gibi isminizi yazarak.. ve sadece koklamalarına izin verirsiniz evdekilerin! Bunlar seyirlikkk dokunma onlara :))
Kafanız karıştı dimi.. Velhasılı kelam, siz marketten çikolata alıp tadını çıkarın çok da detayını düşünmeyin.. Ama her lokmada o çikolata o aşamaya gelene kadar üzerinde ne kadar çok emek olduğunuda unutmayın.. Eeee ne demişler emeksiz yemek olmaz ;)