26 Eylül 2007 Çarşamba

Peynirli közlenmiş biber sarması

Közlenmiş Biber Sarması

Bu garnitür her yemekte güzel. Hatta kahvaltıda bile. Ama iftarda ayrı bir güzel oldu :) Geçen senelerde közlenmiş biberlerimi nasıl değerlendiririm diye araştırırken Portakal Ağacı ilk durağım oldu ve çözümü hemen bulmuştum. O günlerden bugünlere bunu pek çok sefer yaptım. Herseferinde içine kendi kafama göre ortaya karışık malzemeler kullandım. Ama ilk fikri Hatice'den alınca O'nun hakkını ödeyemem. Sizde deneyin eminim çok memnun kalacaksınız. İşte benim sarmalarımın tarifi..

Malzemeler
  • 6 tane közlenmiş kırmızı biber. (Siz kırmızı biberleri kendinizde közleyip hazırlayabilirsiniz, ben hazırda satılan kavanozdakilerden kullandım :) Pratiklik ilk şart her zaman :P)
  • 1 su bardağı sert beyaz peynir ufalanmış
  • 1 su bardağı ceviz
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 su bardağı ince kıyılmış taze nane
  • Kurdelası için taze soğan
  • Zeytinyağ
Yapılışı
  1. Peynir, nane, karabiber, cevizi rondoya koyup güzelce çekin. Karışırken arzunuza göre hafif yumuşak ve kaygan bir kıvam alacak kadar zeytinyağ ilave edin.
  2. Közlenmiş biberleri ortadan ikiye ayırın. İçine peynirli karışımda koyup sarın. Taze soğan ile bağlayın. Burda bağlayın derken öyle düğüm atmaya çalışmayın bu neredeyse imkansız. Sadece estetik bir görünüm alması için üzerinde bir çarpı oluşturabilir ya da sadece düz sarabilirsiniz.
  3. Servis tabağına yan yana dizip cevizlerle süsleyin. Az biraz da zeytinyağı gezdirin.
Afiyet olsun..

Bezelyeli Rosto Köfte ve Biberiyeli Patates

Bezelyeli Rosto Kofte

Efenim bendeniz köftenin her türüne bayılırım. İçine bezelye ve patates girdiyse daha da bayılırım :) Sonra da beni kimse ayıltamaz. İftar davetinde bir çeşit et yemeği olmalı ki tüm gün aç kalan vücud protein alıp mutlu mesut ve bahtiyar olsun.. Benim tercihim kendiminde çok sevdiği köfteden yana oldu. Hem yapımı kolay, hem servisi güzel, hem de gayet lezzetli olan rostoyu sevmeyen yoktur düşüncesiyle bu tarifte karar kıldım. Tarifi ilk geçen sene ramazanda denemiş çok memnun kalmıştım. Sevgili Portakal Ağacı-Hatice'nin bu güzel tarifinden eminim sizde çok memnun olacaksınız. Ben misafirimin çokluğuna oranla biraz malzeme ölçülerinde oynadım siz de kendinize göre uygulayabilirsiniz.

Malzemeler
  • 1 kg köftelik kıyma
  • 3 yumurta (birinin beyazı ayrılmış)
  • 3 dilim ekmek içi (ben kepek ekmeği kullandım)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • 1 çay bardağı ince kıyılmış maydanoz
  • 2 patates
  • 1 su bardağı bezelye
Yapılışı
  1. Patatesleri küçük küpler halinde doğrayın. (Aslında rostonun içine koymak için hazır garnitürlerdende kullanabilirsiniz. Ama benim elimde olmadığı için ben kendi garnitürümü kendim yaptım :)) Bezelye ile beraber patatesleri bir tavada hafif yumuşayana kadar zeytinyağında kavurun. Az miktarda su da ilave ederek birazda haşlanmasını ve yumuşamasını sağlayabilirsiniz. Ben hiç kavurmadığım için benimkiler diri diri kalmıştı onun için kesinlikle kavurmanız tavsiye edilir.
  2. Garnitür kısmı ve ayrılan yumurtanın beyazı hariç tüm malzemeyi karıştırıp köfte kıvamına gelene kadar yoğurun. Aşağı yukarı 10 dakikadan fazla bir zaman almayacaktır bu yoğurma işlemi.
  3. Tezgahın üzerine streç film serin. Köfte topunun yarısını alıp bu streç üzerine açın arasına kavurduğunuz garnitürü yayın. Film sayesinde kolayca yuvarlayın. Yağlamış olduğunuz fırın kabına koyun. Aynı işlemi diğer yarım içinde tekrarlayın. Böylece resimdeki gibi bir kapta iki uzun rulo köfteniz olacak.
  4. Üzerilerine ayırdığınız yumurta beyazını sürün. 200 derece fırında yaklaşık 40 dakika pişirin. Arada fırının kapağını açıp çıkan suyunu üzerine dökün ki köfteler kurumasın. Sıcak sıcak dilimleyerek servis edin.
Afiyetler olsun..

Biberiyeli Patates (güncelleme 4.4.2009)

Şimdi bu yemeği bu akşamki misafirlerime yaptım. Hazır yapmışken dedim şu korkunç fotoğrafı düzelteyim. Eee madem fotoğrafı düzelttim yanınada bir garnitür salata ekleyeyim ki o da güncellenmiş olsun. İyide oldu hani :) Ben biberiyeli patatesi çok sık yaparım. Çok da severim. Hemen hemen her yemeğin yanına yakışan güzel bir lezzet. Ölçü vermek pek mümkün değil onun için damak tadınıza göre takılın ;)

Malzemeler
  • Patates
  • Biberiye
  • Tuz
  • Zeytinyağ
Yapılışı
  1. Patatesleri soyup küp küp doğrayın.
  2. Patatesleri derin bir kaseye alın. Üzerlerine zeytinyağ, tuz ve biberiye ilave edin. Hepsini harmanlayın.
  3. Fırın poşetine baharatlanmış patatesleri doldurun. Ağzını bağlayın. Bir iki yerine delik açın.
  4. 180 derece fırında yaklaşık 25-30 dakika pişirin. İlk 15 dakikadan sonra poşetin tersini çevirmeyi unutmayın.
Afiyet olsun...



Patatesli Erişte Çorbası

İftar davetlerinde insan ilk lokmasının sıcak bir şeyler olmasını ister nedense. Hatta yazın ortasında oruç tutuyor olsa bile. Bende pazar günü davetimde elbette çorbasız bir menü hazırlayamazdım. En önemli konu nasıl bir çorba sunmali ki oruçlu misafirler "oh beee" desinler. Acaba ben oruç olsaydım (Malum bebişimin büyümesi için annesinin yemesi gerekiyor o nedenle bu sene ramazanda ben ruhsatlıyım :)) ne çorbası isterdim diye düşündüm. Hem doyurucu olmalı hem de lezzetli hem de sıcacık. Ve "herkes makarnayı sever"den yola çıkarak erişte çorbası yapmaya karar verdim. Bu çorbaya başka ne yakışır hımm evet patates ve bezelye en sonda taze nane :) Neyse nerdeyse tarifi vericem. İşte böyle ortaya çıkan bir tarif oldu. Şimdi size tam ölçüleri veremeyeceğim çünkü tamamen doğaçlama çıkan bir çorba, artık el terazi göz mizan :)

Malzemeler
  • 2 tane patates
  • 1/2 su bardağı bezelye
  • 3 avuç kadar erişte (Benim avcum açcık büyük :) Eski basketçilerden kim kaldı :P )
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağ
  • Kaynar su
  • 1 tablet tavuk bulyon (Keşke taze tavuk suyum olsaydı o zaman bulyon kullanmazdım)
  • Üzerine taze nane
  • Tuz - Karabiber
Yapılışı
  1. Patatesleri soyup küçük küpler halinde doğrayın.
  2. Derin bir tencerede tereyağ ve zeytinyağını kızdırın. İçine salçayı ekleyip bir iki karıştırın. Patates ve bezelyeleride ekleyip biraz kavurun.
  3. Kaynar suyu tencereye ekleyin. Erişteleri ilave edin. Sebzeler ve erişte yumuşayana kadar kaynatın. Sonra altını kısın. Bulyonu ekleyin. Kısık ateşte bir iki dakika daha tıngırdatın. Tuz ve karabiber ekleyin. Tuzunu fazla eklememeye dikkat edin, zira bulyonda tuzludur ;)
  4. Servis etmeden önce üzerine taze nane doğrayın. Sıcacık servis edin.
Afiyet olsun...

24 Eylül 2007 Pazartesi

Ramazan Etkinliği

RAMAZAN Bu güzel etkinlikte ev sahibi sevgili Süheyla, seçtiğin konu günün anlam ve önemine çok uygun. Eminim yüzlerce tarif alacaksın bu konuda. Artık seneye ramazanda "ya ne yapsam, menümü nasıl hazırlasam?" derdi yok :) İyi ki etkinlikler var!
Aslında etkinliğin son katılımı 22 Eylül'dü ama bendeniz bu seneki ilk iftarı davetimi dün akşam verdiğim için biraz gecikmeli olarak yazıyorum. Olsun efenim geç olsun güç olmasın. :)
Evlendiğimden beri evimde misafir ağırlamak en büyük keyiflerimden biri. Özellikle de ramazanlarda. Geçen senelerde hafta içi dahil yoğun bir tempoda geçerdi iftarlarımız. Bu sene malum benim durumumdan dolayı eşim sayılı günlerde sayılı insanları istiyor. Neymiş çok yorulmayacakmışım :) Bende söz dinleyen bir eş olduğum için sadece hafta sonları alıyorum misafirlerimi. İlk misafirlerimde teeee ilkokuldan arkadaşlarım oldular.
Ne kadar tuhaftır dimi, insanlar en yakın üniversiteden arkadaşlarıyla görüşür. Hadi olmadı lisedekilerle. Bende durum epey değişik. İlkokul ve üniversite arası hiç yaşanmamış gibi sanki sayılı insan var haberleştiğim. Ama ilkokuldan çok güzel bir grubuz ve fırsat buldukça da görüşürüz. İşte onlarla beraber çok güzel bir iftar geçirdik dün akşam.

Ramazan Etkinligi

Masamız öyle çok çok kalabalık değildi belki ama ramazanın bereketindendir, herşey yetti de arttı bile. Ramazan sofralarına ayrı bir özeniyor insan. Ne de olsa gelen misafirlerin tüm gün bu saati bekliyor ve midelerine indirecekleri yemeklerin onların bu beklentilerini karşılaması gerekiyor. Elimden geldiğince karşıladığımı düşünüyorum herkes gayet karnı şiş bir şekilde masadan koltuklara geçtiğine göre :)
Şimdi gelelim menümüzde neler olduğuna;
E pek tabii yemekten sonra yenilen tatlılarda gayet çeşitliydi arkadaşlarım sayesinde. Neler mi vardı, durun bir sayayım :)
  • Çikolata soslu muhallebi (Zeynep'ten)
  • Kokoş kurabiyeler (Dilara'dan)
  • Künefe (Semih'ten)
Yani efenim sizin anlayacağınız epeyce bir yedik dün gece. Sanırım karnımın ağrsı ondan :)) Bu sofrada yer alan tarifleri sırasıyla vereceğim elbette, ama önce biraz ağzınızın suyunu akıtayım :) Bu arada sevgili arkadaşlarım dün gece hiç iş yaptırmadılar bana. Ya böyle misafire can kurban. Hep beraber bir giriştilerki işe görülmesi gereken bir haldi :) Canlarım benim, iyi ki geldiniz, iyi ki misafirim oldunuz!!!

18 Eylül 2007 Salı

Çook Çikolatalı Gül Muffinler

Gul Muffinler

Pasta Malzemeleri açıldığından beri durmadan girip girip bakıyorum yeni birşeyler varmı diye. En son girdiğimde bir de ne göreyim sevimli mi sevimli mini mini muffin kalıpları gelmiş. Hemen dönen gözümle siparişimi geçtim. Tabiki birde hazır alışverişe başlamışken silikon 12 li muffin kalıplardanda aldım. Şöyle doya doya bol bol muffin yapabilmek için. Evdeki kalıp bolluğu sadece büyük boy kekler için olunca insan minyonlarına ihtiyaç duyuyor. Yani tamamen ihtiyaçtan yoksa kalıpların sevimli cazibesine aldanmış değilim :)). Sağolsunlar o kadar çabuk teslim ediyorlarki siparişlerini hazır heveslenmişken hemen kullanabiliyor insan ki ben de öyle yaptım. Kalıplarım gelir gelmez hazır Rusya'dan misafirlerimde gelmişken onlara şöyle mini mini kekçikler yapayımda mideleri bayram etsin dedim. Ve bu sevimli muffincikleri yaptım. Öyleki birer lokmalık olan bu lezzetin yapılması 5 dak, pişmesi 10 dak ve yenmesi sadece 15 dak sürdü :)). Muffinler hakkında daha fazla konuşmadan artık tarife geçeyim barii...

Malzemeler
  • 150 gr un
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 1/4 çay kaşığı tuz
  • 1 yumurta
  • 40 gr şeker
  • 120 ml süt
  • 50 gr yağ
  • 1 su bardağı damla çikolata
Yapılışı
  1. Kuru malzemeleri; un, kakao, kabartma tozu ve tuzu genişçe bir kaba eleyin.
  2. Yumurta, şeker, süt ve yağı ayrı bir kapta karıştırın.
  3. Kuru ve ıslak malzemeyi birbirine karıştırıp bir kaşık yardımıyla karıştırın. Muffin yapmanın sırrı malzemeyi çok karıştırmamaktan geçiyor. Yani normal kek yapar gibi çırpmıyor sadece malzemelerin birbirine karışmasını sağlıyorsunuz. Bol topaklı olması sizi rahatsız etmesin.
  4. Karışımı muffin kalıplarına paylaştırın. 180 derece önceden ısıtılmış fırında kürdan testinden başarıyla geçene kadar pişirin. Ben 15 li mini gül muffin kalıbı kullandım. Karışım fazla gelince birde normal muffin kalıbı kullandım.
  5. Pişen muffinleri kalıplarından çıkarmadan önce bir süre dinlendirip sonra kalıplarından çıkarın ve yine tel bir ızgara üzerinde dinlendirin.
Gul Muffinler Firinda

Afiyet olsun...

14 Eylül 2007 Cuma

Sobeleme Ebeleme :) Sever misin Sevmez misin

İlk blog dünyasına girdiğimde bakardım insanlar ne de güzel aralarında oyunlar oynuyorlar ay derdim bende bir blog açsam beni de oyunlarına alırlar mı ya da kim alır :) Bir cesaret giriş yaptıktan sonra bu dünyaya gördüm ki hemen dahil oluyorsun oyunlara çok güzel bir dünyaymış bu dünya.. İşte bu dünyadan iki güzel insan Müge ve Müge :) beni "Severmisin ?" oyununa davet etmiş. Ay benim kadar çok seven bir insan olmayınca bende seve seve katıldım :) Ne kadar sevgi yüklü cümleler kurdum bakarmısınız.. Bakalım ben neleri severmişim, hımmm bi düşünelim....

  • Ben en çok yemek yapmayı severim, oturup saatlerce yemek kitaplarını karıştırıp sevdiğim tarifleri kalpli post-it lerler işaretleyip sonra sırayla bu tarifleri denemeyi denetmeyi severim.. İnsanların tariflerimi denedikten sonra gözlerini döndüre döndüre ay ne güzel birşey bu demelerini ve bir tabak daha istemelerini severim.
  • Hayatımın ikincisi sevdası ise tiyatro.. Sahnede olmayı sahneyi izlemeyi çok severim. Saatlerce provalarda geçerdi eskiden vaktim öyleki salonda uyuyakaldığımız günler olurdu. İşte ben o salonda sahnenin tozuyla beraber uyuklamayı severim. Bir oyunda yer almayı seyirciye karşı oynamayı ve oyundan sonra alkışlanmayı en çokda en son selam veren olmayı severim :) Gerçek hayatta bile sahnedeymiş gibi göz önünde olmalı ve hep seyirci karşısındaymış gibi insanları güldürmeyi ve sonunda alkış almayı severim. O yüzdendir ben bir insanı takdir ettiğimde hemen ayağa kalkar alkışlarım :)
  • Bir de ben evimle uğraşmayı çok severim. Evimin hep düzenli olmasını isterim ve düzen içinde dağınıklığıda severim. Kalabalık duvarları severim mesela, bir sürü anıları saklayan resimlerin duvarda aynı anda 50 tanesinin asılmasını severim. Kolaj halinde asılmıs fotoğraf kareleri sergilenmeli duvarlarda. Evimde dekorasyonla uğraşmayı severim uygun aksesuarlar uygun yerlerde olmalı.. Hastalık derecesinde düzenli olduğumu söylese de eşim ben en çok o hastalığımı severim aslında :))
İşte böyle bir anda aklıma gelen en çok sevdiklerim bunlar.. Belki bir ikinci severim oyununda başka sevgilerimde çıkar ortaya.. Aslında özünde ben Sevmeyi ve Sevilmeyi Severim ;).

Şimdi kimlerimi ebeledim hemen söylüyorum; Pınar, Ayşem ve Ebru... Haydi bakalım siz neleri seversiniz???


13 Eylül 2007 Perşembe

Hoşgeldin Ramazan

Siz ey imana ermiş olanlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı; ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız.

Kaynak: Kur'an Mesajı / Meal Tefsir (Muhammed Esed) - 2. BAKARA Suresi / 183.Ayet

Hoşgelesin Can!

Kim geliyor, kim geliyor?? Can geliyor, Caaannnn geliyor!! Aman da aman hoş geliyor :)

Geçen haftalardan birinde öyle sıkılmış bir şekilde maillerime bakarken birde ne göreyim!!! Çok sevimli bir davetiye düşmüş postama, hem de çok sevimli bir insandan.. Amanın dedim benim bu daveti kaçırmamam lazım. Hemen cevap yazdım "Tabiki geliyorum, kambersiz düğün olur mu?" :) Günler birbirini kovalamaya başladı ve gün yaklaşmışken sevgili eşim gelipde bana demezmi misafirimiz var 8.Eylül'de diye.. Olamaz nayırrr nolamaazzz!!! Bunu bana yapamazsın nidaları atsamda gelen insanları da çok sevmemden dolayı bu teklifi geri çeviremedim. Yani şimdi tercih mi yapmam gerekiyordu? Yok yok ben herkese yetişirim dedim kendime :) Yahu insanın yemek dünyasından dostları olması ne güzel hemen mail trafiği başladı bir gün önceden şunları yaparsam yetişirim yemeğe misafirde ağırlarım, parti de göbekte atarım :) Hatta birde sabahtan doktoruma gidip bebeğimle buluşurum bile :)

Yoğun bir cumartesi planı yaptım ve sabahın köründe ayaklandım. Önce sevgili Can'ıma en sevdiğim araba olan vosvos kalıbından yaptığım keki bir güzel çikolata sos ile süsledim ki hatları belli olsun. Paketini de hazırladıktan sonra ufak Can partisi katılım mamam hazırdı. Sonra kendi bebişimle buluşmak üzere yola çıkacaktım ki sevgili doktorum başka bebişi dünyaya getirmek üzere yoldaymış. Bu durumda benim bebişimle randevum bir hafta sonraya kaldı artık.. E tabii doktor ertelenince bu kadar erken kalkmanın cezasını yol arkadaşım Berceste çekmesin diye hemen bir telefon, "Sen uyu benim doktor iptal :)". Vallahi Berceste bu işe pek sevindi :) Bende hazır daha çok vaktim var akşam misafirine hazırlandım biraz daha.. Sonra vakit geldi, düştük yola..

Pınar'ımın mükemmel tarifi ile benim yol bulma özrümü bile yenerek kolayca bulduk evini Can'ımızın. Ve Pınar bizi herkesden yaklaşık bir saat kadar önce görünce yeterince şaşırdı :) Vallahi ben bir partiye ya ilk ya son gelirim huyum kurusun :P Pınar'ımın sıcak yuvasında ben burnumu çekmeye başlamıştım ki O bana tazecik bir ıhlamur kaynattı sıcak sıcak içeyim diye.. Ah ne iyi geldi o ıhlamur!..

Bizim kuzular henüz gelememişti ki biz Berceste ve Pınar'la muhabbeti koyulaştırmıştık bile.. Sonra bizimkiler Ayşem'in minik arabasına salamura zeytin gibi sıkışmış bir vaziyette geldiler. Ay ben dedim gelin ben sizi alayım diye ama dinletemiyorsun ki :P Bizim zeytinleri konserveden çıkarıp salona aldık ve kahkahalar başladı!!! Ay yani bu kadar hatun kişi bir araya gelir ve bu kadar güler mi :) Güler güler!! Sofradaki yemekleri saymayacağım, hayır yani saymakla bitmez ye ye ye nereye kadar bilmiyorum ben ama hepsinin tadı damağımda :) Marifetli insanlarla birarada olmaktan ve hepsini ayrı ayrı tanımaktan ne kadar keyif aldığımı anlatamam..

Eee Can bey artık sıra sizin, bu güzel annenizi üzmeden kolayca geliniz dünyaya ki Hoşgelesinin ardından bir Hoşgeldin yapalım sana ;)...

Ay bu kadar eğlencede daha tabu ve sessiz film bile oynayamadan koştura koştura misafirlerime yetiştim ve onlarlada çok güzel bir gece geçirdim. Ve akabinde bu yorgunluğa dayanamayan benim koca bedenim teee bugüne kadar yataktan çıkamadı. Neyse ki şimdi iyiyim :) Siz beni merak etmeyin ;) Tıkanmış bir burnum ve sürekli öksüren bir insan olsamda yıkılmadım ayaktayım :) Bir sonraki bebek partisinde aranızdayım ;) Öperim!

      

Öncelikle Pınarım'a bu güzel partiye beni de davet ettiği için çok teşşekür eder o güldükçe hoplayan göbeğinden öperim! Sonrada diğer sevgili kuzular; Ayşem, Selen, Müge, Münevver Ablam, Berceste!! Hepinizle beraber olmak çok güzeldi!!!

Not: Eee o kadar telaşımdan fotoğraf makinemi de Pınar'da unutmuşum. Sağolsun bizimkiler resimler çekmişte bende onlardan aldım resimleri artık hakkınızı helal edin!!

6 Eylül 2007 Perşembe

Zeytinli Mısırlı Muffinler

zeytinmisirmuffin

Efeniim nihayet beklenen tarif geldi. Yani kaçtır kenarda duruyordu gelecek tarif diye ben hep derim gelecekte bir gün gelecek :) Tatil dönüşü aynı zamanda sevgili kardeşim Ahmet'imin doğum günüydü. O gün O'na birşeyler hazırlamadık diye pek bir sitemkardı. Bende hemen ertesi sabah kahvaltısına kardeşime özel birşeyler yapayım dedim. Şimdi kahvaltıda tatlı muffinler yapamazdım di mi? Bende tuzlu tarifler aramaya başladım. Ve çareyi En Lezzetli Vejetaryen Yemekleri'nde buldum. Orjinal tarifte mısır ve biber vardı ama ben biber eklemedim zeytin koydum onun yerine. Bence böyle de şahane oldu. :) Zaten zeytinsiz güzel olmazdı da :P. Neyse bu kadar çene çalmak yeter geçelim tarifimize..

Malzemeler:
  • 1 su bardağı un
  • 1/4 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı kabartma tozu
  • 1 su bardağı mısır unur
  • 1 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 yumurta
  • 2/3 su bardağı süt
  • 1/4 tatlı kaşığı Tabasco sosu (Acı bir sos minik şişelerde satılıyor adı Tabasco. Arzunuza bağlı isterseniz eklemeyedebilirsiniz.)
  • 1/4 su bardağı sıvıyağ
  • 1 kutu konserve mısır suyu süzülmüş (aşağı yukarı 440 gr)
  • 3 yemek kaşığı taze maydanoz ( ben eklemedim, dolabımda yoktu ama bence mutlaka eklenmeli )
  • 1 su bardağı çekirdekleri çıkarılmış yeşil zeytin küçük doğranmış
Yapılışı
  1. Fırını 210 derecede ısıtın. 12'lik mafi kek kalıbını yağlayın. Eğer benim gibi silikon kalıp kullanıyorsanız yağlamaya hiç gerek yok.
  2. Un, kabartma tozu ve tuzu bir kaba eleyin. Mısır unu ve şekeri ilave edin. Kaşıkla iyice karıştırın.
  3. Yumurta, süt, tabasco ve sıvıyağı ayrı bir kapta karıştırın. Yumurta karışımına mısır, zeytin ve maydanozu ilave edin. Kuru malzemey ekleyin. Tahta kaşık veya spatula ile hafifçe karıştırın. Çok fazla karıştırmayın hamur gayet topaklı kalabilir.
  4. Kek kalıplarına boşlatın. Fırında 20 dakika, altın sarısı renge dönünceye kadar pişirin. Fırından çıkınca biraz dinlendirip kalıplarından öyle çıkarın.
Afiyet olsun...

4 Eylül 2007 Salı

Gönül Dostları

ImageChef.com - Create custom images Bu güzel etkinlikte yer almaktan büyük bir keyif aldım gerçekten. İnsanın hiç bilmediği tanımadığı bir insandan hediye beklemesi ve hiç tanımadığı bir insana hediye göndermesi. Gerçekten çok heyecanlı ve keyif vericiydi. Umarım böyle etkinliklerin devamı gelir.

Etkinliğin ev sahibi Sevda gerçekten büyük bir şey başardın canım sana ne kadar teşekkür etsek az. Hem organizasyonu ayarlaman hem de herkesin herkese birşeyler göndermesini sağlaman olağanüstü birşey! Sana binlerce kez teşekkürler! Şimdi ağzımıza balı çaldın artık devamını isteriz :P

Şimdi gelelim benim iki gönül dostuma... Öncelikle bana hediye gönderen sevgili Candan; o kadar taşınma telaşının içinde benide ihmal etmeyip tam zamanında hediyemi ulaştırdı. Yani hediyeleri yayınlamamızdan bir gün önce! Bence yeterince zamanıydı :) O bana güzel elyazısıyla yazdığı mektubunda sürekli özür dilemiş olsa da, ki bence hiç gerek yok, bence her gününü beklemeye değer bir hediyeydii.. Candancım seni tanıdığıma çok sevindim ve hediyeni de o kadar severek kullanıyorum ki inanamazsın! A bu arada benim hediyemin resmini göstermem lazım dimi bak şimdi :) İşte hiç daha önce görmediğim bir mutfak saati, sevimli minyatür bir mikser! Alarm çaldığında süper eğlenceli müzikle beraber içindeki baloncuk köpükler uçuşmaya başlıyor! ver her alarm çaldığında farklı bir müzik çalıyor :) İş yerinde paketimi ilk aldığımda heralde bir 50 kere falan çaldırdım. Burdaki insanlarda çok keyif aldılar bundan :) E tabii evde de çaldırmaya devam ettim! Candan'ın güzel el yazısı ile yazdığı mektubu da ekledim tabiki. Ay ne kadar özlemişim böyle sıcacık yazıları! Canım yeniden çok çok teşşekkkürrllerrr!!!

Şimdi gelelim benim hediye gönderdiğim güzel insan Burçak'a.. Sevda ilk mailini attığında hemen Burçak'ın güzel sitesine daldım. Ve O'nun hakkında ipuçları toplamaya başladım. En çok ne sever hımm!! Bir dedektif gibi satır aralarından ondan parçalar buldum. Zaten o kadar sıcak bir sitesi varkı yani çok da aramaya gerek yokmuş. Kendini çok güzel anlatmış :) Ve bulduğum en önemli ipucu Burçak'ın bir kedi fanatiği olmasıydı. Bu durumda benim hediyelerimde tamamen kedi konseptli olmalı diye düşündüm. Ve buna uygun hediyeler seçtim. Artık sayfasına girer bakarsınız neler olduğuna. Burçak'cım dilerim hediyelerini güzel günlerde kullanırsın ve kullandıkçada beni hatırlarsın!

Sevda'ya yeniden herşey için teşşekküürrllerrrr...


3 Eylül 2007 Pazartesi

Özür!



Arkadaşlar evdeki internetteki sorun nedeniyle bir türlü güncelleyemediğim sayfamı bir kenara bırakalım, gönül dostları için girişimi yapamadım ona yanıyorum!

Ama merak etmeyin bu akşam bu yazımı yayınlayacağım inşallah! Gönül dostum iki değerli insandan da sabrı ve anlayışı için teşekkür ediyorum!


Blog Widget by LinkWithin