Kolay degil bazen yazmak, paylaşmak.
Düşüncelerini anlatırken doğru kelimeleri bulmak. Misal şu an da metrobüste, kalabalıkta, insan nefesleriyle yolculuk ederken ne cok vaktim var düşünmeye. Ama yazacak kağıt kalemim yok yanımda. Hani olsa da, bu kadar sallanırken otobüs, denk gelmez ki kelimeler kalemden kağıda. Ha bide tependen bakıp yazdıklarımı okumaya çalışanlarda var tabii. Yine de... Tuhaf bu vaziyete yazmayı istemek. Günün akışında o kadar hızlı geçiyorki zaman insan değil yazmaya düşünmeye vakit bulamıyor... Baksan kalemi tutmayı bile unutmuş bu el. Yani yazmaktan aciz öle kalakalıyor..
İlk günlük yazmaya başladığım zamanlar geliyor aklıma.. Eski defterleri çıkarıp okuyorum satırları. Ne çok şey yaşamışım ne çok şey paylaşmışım.. İyi ki o defterler duruyor hala diyorum kendi kendime. Onlar beni ben yapmışlar diyorum. Belki yeniden başlamalıyım, temiz bir defter alıp günlük tutmalıyım.. İlerde yaşarsam bugünleri bana anlatmaları için kelimelere aktarmalıyım.. Ama olmuyor kalem elime yakışmıyor...
Yemek günlüğü tutmaya başladım bi zamanlar, tarifler sofralar hazırladım.. İnsanlarla paylaştım, çok çok güzel yorumlar aldım. Sıcacık insanlar girdi hayatıma.. Sıcacık dostluklar kurdum. Her anımı paylaştım nerdeyse yine.. Şimdi baktım iyi ki bunları yazdım dedim..Bir süredir uğrayamadım bloguma, paylaşamadım , yazamadım.. Ama vazgeçmedi o sıcak insanlar benden takip ettiler beni, geçmişi okuyup üşenmeden güzel yorumlar bıraktılar bana..
Sonra bir gün bi yorum geldi.
"Hatice Oktay 11 Kasım 2012 14:27
BLOĞUNUZU YENİLEMEYECEKSENİZ KAPATIN HERGÜN YASEMİN GELMİŞMİ DİYE BAKIYORUM YOKKKKK"
Okuyunca sitem olarak algıladım önce. Buraları ihmal ediyorum diye sitem yapıyor bana okurum dedim. Ama düşününce incindim.. kırıldım.. üzüldüm.. Hepsinden önce burası benim mutfağım, burası benim anılarım.. Bu blog benim "ANI DEFTERİM"..
Şimdi siz söyleyin bana, günlük yazmayı bıraktım diye eski defterlerimi yırtıp atayım mı???