31 Aralık 2007 Pazartesi

Yeni YIL, Yeni Başlangıçlar...

Bu şahane etkinlik ile yine şahane hediyeler çaldı kapımı.. Ve umarım benim gönderdiğim arkadaşımda aynı derecede şahane bulmuştur hediyelerini.. (Bugün gönderebildiğim için ancak Çarşamba ulaşacak eline o yüzden isim vermiyorum :) Sürpriz bozulmasın...)
Canım Burçak o kadar uğraşıyor ki insanlar hediyeleşsin diye.. Her zerresine değiyor bu uğraşların gerçekten :) Ve pek tabii bu güzel hediyeleşmeyi başlatan Sevda yı da unutmamak lazım..
Bu etkinlikte de benim logo ve isim konusundan ufak bir katkım oldu. E arkadaşlar o kadar uğraşıyor bizim de bir yerlerinden elimiz değdi fena mı? Hediye paketleriyle kapınızı çalan kardan adama kim hayır diyebilir :)
Hediyelerimi sizinle daha sonra paylaşacağım şimdilik geç olmadan bu etkinlik vasıtasıyla yeni yılınızı kutlayayım dedim..

Dilerim, yeni yılda yeni başlangıçlar sizi beklesin...
Ve bu başlangıçlar yepyeni mutlulukları barındırsın bünyesinde..


Seneye görüşmek üzereeeeee :P...


02/01/2008
ve işte hediyelerimle döndüm.. Efendim bana hediyem tam vaktinde ulaştı sevgili Cafe Gusto'dan! Kocaman bir koli aldım... Ay ne heyecanlandım anlatamam. Koliden çok sevimli fırın eldiven takımı çıktı , tazecik kuruyemişler, türk kahvesi ve birde süper bir sunum tabağı... Ve tabiki sıcacık yazılmış bir mektup :)

Sevgili Serpil benim Hamsiköy Sütlacında bahsettiğim gümüş kaselerden ilham almış bana harika gümüş bir servis göndermiş.. Bayıldım bayıldım!
Kuruyemişlerde kendi çalıştığı firmadan tazecik mis gibi.. Hepsi bir çırpıda tüketildi :) Yani hediye mideyede iyi geldimi değmeyin keyfime :)
Fırın eldiven takımı en sevdiğim renk kırmızı! Kırmızı olsun üç kuruş pahalı olsun diyenlerdenim ben. O kadar kullanışlı bir hediye ki artık mutfağımda her an anılıyorsun Serpil'cim..
Benim hediye gönderdiğim kişide umarım benim gibi çok mutlu olmuştur.. Bugün eline geçsin bir hediyeleri kim olduğunu açıklayacağım...
Yani bu etkinliktende çok güzel ve çok kullanışlı hediyeler aldım işte hediye de bunu seviyorum :) Tekrar teşekkürler Serpil, Burçak ve Sevda...

03/01/2008
He he Sevda hediyelerimi almış :) Yaşasın yaşasın! ve çok beğenmiş buna daha çok yaşasın :) Evet benim hediye gönderdiğim insan ilk hediyeleşme etkinliğini başlatan sevgili Sevda :) Şimdi heyecanla sitesinde bu hediyeleri yayınlamasını bekliyorum :) Güle güle kullan Sevda'cım...

28 Aralık 2007 Cuma

Nerelerdeyim...


Evet bu soruyu bende kendime soruyorum bu aralar.. Henüz cevaplayabilmiş değilim.. Şu yılbaşı bir geçsin kendime geleceğim inşallah..

Çok yoğunum çookkk!!


Hani olurda merak etmişsinizdir bu Yasemin nerelerde artık mutfakta değil mi diye.. Bende merakınızı gidereyim dedim.. Blog adıma rağmen mutfakta değilim bu aralar.. Çoğunlukla işteyim.. 8 aylık karnımla yuvarlanarak ilerliyorum.. Az kaldı geri geleceğim..

Siz bu arada beni özlemeye ve izlemeye devam edin... :)

19 Aralık 2007 Çarşamba

Hayırlı Bayramlar!!!


El öpenlerinizin çok olduğu,
sıcacık kucaklaşmalarla karşılandığınız,
baklavaların tepsilerde ikram edildiği bir bayram geçirmeniz dileğiyle..

"Hac Bayramı"nız kutlu olsun..

10 Aralık 2007 Pazartesi

Kahve ve Kitap Keyfinin Dayanılmaz Hafifliği

Gene geldik şahane bir etkinliğin sunum gününe..
İnsanın heyecanla hediye beklemesi ve bunun ne olacağı ya da kimden geleceği konusunda hiç bir fikrinin olmayışı harika bir duygu! Bunu bize ilk Gönül Dostları etkinliği ile kazandıran sevgili Sevda, şimdi de Kahve ve Kitap ile yepyeni hediyeler almamıza sebep olan sevgili Burçak her ikinizde harika birşeye imza attınız! Sağolun varolun :)
Şimdi gelelim bu güzel etkinliğin hediyelerine..
Efenim bendeniz oldum bittim zor hediye seçerim, şimdiye kadar hediye verdiğim hiç kimse şikayet etmedi gerçi ama siz gelin birde bana sorun o hediyeyi seçerken neler çektiğimi :) Karşınızdaki insanı tanıyorsanız hediye alma işlemi kolay huyuna suyuna göre bulursun birşeyler ya da ihtiyacına göre.. Ama tamamen sürpriz birine hediye almak işte bu çok keyifli (!) gerçekten :P. Geçen etkinlikte hediye aldığım insanın ne güzel blogu vardı ordan onun hakkında ufakta olsa ipuçları toplamış ona göre hediyemi göndermiştim.. Bu seferki hediye gönderdiğim arkadaşımın yazık ki bir blogu yok! Haliyle elim kolum bağlı kaldı :) Ne alacaktım ufff düşün düşün... Tabii bu konuda Burçak'la epey yazıştım ne iş yapar nasıl biri şöyle mi böyle mi... sonunda sevgili Burcu'ya güzel birşeyler seçtim ve gönderdim.. Umarım eline sağsalim geçmiştir. ve hediyelerini beğenmiştir... Güle güle kullan güle güle oku Burcu.. ve en kısa zamanda seni de blog dünyasına bekliyoruzz aaaaaaaaaaa :)))
Şimdi gelelim bana gelen dünya güzeli hediyelere! Ay o koliyi aldığımda öyle heyecanlandım ki açmaya kıyamadım başta! Sevgili Ganne Fadimecim harika şeyler seçmiş bana... Hem de hiç üşenmemiş teeeee Amerika'lardan almış hediyelerimi..

Kutuyu açınca önce çok güzel bir kutuda kahve, mug ve kurabiyeler karşıladı beni! Zaten kurabiyeler bittiğim andı :) Malum bu aralar gördüğüm her yiyecek ağzımı sulandırıyor da :) Hele de çikolata ve nane ikilisinden oluşunca bu kurabiyeler... Bir dakika sanırım bir peçeteye ihtiyacım var, ağzımın sularını toplamak için :P.. Sonra o şahane not! sıcacık ifadelerle yazılmış bir de geç kaldım diye özür diliyor yahu ne geç kalması bence erken bile geldi Gannecim :) O kadar düşüncelisin ki!!! Notu bikaç kere okudum baştan sona :)
Ve son olarak etkinliğimizin başrol oyuncusu kitap!
Hamileliğimin ilk gününden hamilelik ve bebekle ilgili kitaplar kütüphanemde yer etmeye başlamıştı zaten.. Ama hiç doğum sonrasını düşünmemişim.. İşte Ganne burda benim yerime düşünmüş ve "I'm a Mom! Now What?" (Anneyim! Şimdi ne olacak!) isimli olağanüstü bir kitap seçmiş bana.. Bebeğimin doğumdan sonraki 24 aylık zamanını kapsayan olağanüstü bilgilendirici bir eser. Her sayfasında ki süper bebek resimleri bile bu kitabı saatlerce elimden bırakmamamın sebebi! En ufak detayına kadar bebek bakımını ay ay anlatıyor! Süper süperr!!!! Her sayfasını itinayla okuyorum bugünlerde ve sürekli kulaklarını çınlatıyorum Gannecim! O kadar düşünceli ve ince bir hediye ki !! Kahvesini içemiyorum henüz haliyle hamilelikte kafein pek tavsiye edilmiyor :) Ama bebişim bi doğsun o zaman şöyle keyifle bir kahve yapacağım kendime yanında da kitabımı okuyacağım.. İşte o zaman tam olarak kahve ve kitap etkinliği anlam bulacak! (E bebişde annesinin sütünden biraz kafein alır bana eşlik eder artık bu sırada :P)
Süper hediyeler için Ganne'ye , süper etkinlik için Burçak'a sonsuz teşekkürler.. Bir sonraki hediye etkinliğe kadar gözüm kapıdan gelip geçen kargocularda olacak..



5 Aralık 2007 Çarşamba

Bon Bon Kurabiyeler

BonBon Kurabiyeler by Yasemin Mutfakta

Bu kurabiyeleri ilk Cafe Fernando'da görmüştüm. O gün bugündür de muhakkak yapmalıyım dedim kendime. Sırf bu yüzden her alışverişe çıktığımda M&M atıyordum sepete. Ama daha ben kurabiyeleri yapmadan bitiyordu M&Mler. :) Sonunda canım arkadaşım Ebru'nun biricik bebişi Ela Hanım için hediye olarak yapmaya karar verdim. Tabii aslında bu hediye bebişten çok annesine oldu malum bebiş sadece anne sütü alıyor :). Olsun sen büyü Ela'cım ben sana gene yaparım. Kurabiyeler inanılmaz lezzetli inanılmaz güzel.. Ve inanılmaz da büyükler :) Amerika'ya gittiğimde bayılırdım büyük büyük kurabiyeler alıp yemeğe ama insan evde kendi yaptıklarını yerken apayrı bir keyif alıyor.
Bu kurabiyeler için Cafe Fernando'nun çok güzel ipuçları var onları kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Ben vanilinle ilgili kısım hariç hepsine harfiyen uydum ve harika sonuçlar aldım.. Vanilya özütü kullanmadım çünkü vanilya özütü gerçek vanilya çubuklarının alkolde bekletilmesiyle elde ediliyormuş. Bu durumda içinde alkol olan birşeyde ben yokum :) Vanilya çubuğuda bulamadım maalesef.. Sonuçta bende sentetik vanilin koyacağıma hiç koymam dedim ve koymadım :) Olsun böylede güzel oldular :)

En önemli not! Sakın bir tepsiye 5 taneden fazla koymayın. Okadar çok yayılıyorki bu sefer şekillerini kaybediyorlar. Ben iki tepside sırayla pişirdim. Ama pişerken ne kadar yanlış yaptığımı farkettim. Bir tepsiye 12 tane dizerek :) O küçücük hamur topları kendilerini öyle salıyorlar ki inanamazsınız! O yüzden zaten kısa sürede piştiklerini dikkate alırsanız her tepsiye 5 parça koyup geniş geniş pişirin derim. Pişeni çıkarıp diğer tepsiyi koyun, o da pişince başkasını.. Bu şekilde tek tek pişirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum..


BonBon Kurabiyeler by Yasemin Mutfakta

Malzemeler
  • 2 su bardağı un
  • 3/4 çay kaşığı karbonat
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 225 gr tereyağı, oda sıcaklığında
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 2 yumurta
  • 3 paket bitter çikolata rendelenmiş yada bıçakla küçük küçük kırılmış, 240 gr falan yapıyor toplamda. (Ben Eti'ninkileri kullandım içlerinde en yüksek kakao oranı onda)
  • Üzerlerine dizmek için Bonibon veya M&M çkolata
Yapılışı
  1. Fırını 180 derecede ısıtın.
  2. Un, karbonat ve tuzu bir kaba beraber eleyin.
  3. İyice yumuşamış tereyağını mikserle iyice krema kıvamına gelene kadar çırpın. Erimiş tereyağ değil oda sıcaklığında yumuşamış tereyağ kullanın!
  4. Şekeri de tereyağına ekleyip çırpın. Yumurtaları da teker teker ilave edip mikserle birbirine karışana kadar çırpın.
  5. Un karışımını yumurtalı karışıma yavaş yavaş ilave ederek mikserle düşük devirde çırpın.
  6. Parçaladığınız bitter çikolatayı hamura ekleyin ve tahta kaşıkla heryerine karışacak şekilde karıştırın.
  7. Hamuru buzdolabında en az 30 dak dinlendirin.
  8. Hamurdan ceviz büyüklüğünden parçalar alarak yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine en fazla 5 tane gelecek şekilde geniş aralıklarla dizin. Eşit büyüklükte olmaları için dondurma kaşığı kullanabilirsiniz. Düzgün şekillerde yuvarlamanıza ya da üzerine bastırmanıza gerek yok. Zaten çok güzel yayılıyorlar. Fırında 10-11 dakika pişirin. Daha fazla değil. Fırından çıkınca henüz yumuşak oluyorlar bu sizi yanıltmasın. Durdukça sertleşiyor.
  9. Fırından çıkardıklarınıza M&M leri arzu ettiğiniz şekilde batırın. Ben renklerini ayırıp ayrı ayrı koydum. Nedense böyle daha hoşuma gitti. Soğudukça M&Mler sabitleniyorlar. Ve kurabiyeleri yerken inanılmaz bir lezzet katıyorlar..
  10. Kalan hamurdada aynı işlemleri tekrarlayın. Her seferinde tepside yalnızca 5 kurabiye olunca daha rahat yayılıp şekillerini koruyorlar ;)
Cafe Fernando'ya bu şahane tarifi için teşekkür eder herkese şiddetle yapmasını tavsiye ederim! Afiyet olsun...

3 Aralık 2007 Pazartesi

Kevgir Özel - Esra'dan Zeytinli Muffinler

Zeytinli Muffin

Kevgir'i ilk gördüğümde ne kadar sıcak gelmişti bana. Yazılar içten, tarifler içten.. Sanki evde kendi tarif defterimi karıştırır gibi doğal ve sıcak. Meğer bunun sebebi onu hazırlayan insanların sıcaklığıymış. Kevgir sayesinde tanıdım Esra'yı ve sıcacık sitesini.. Ama hiç konuşmadık ya da yorumlaşmadık oysa ne kadar isterdim O'nun içten yorumlarından benimde sitemde de bulunmasını...
İlk sayfasına uğrayıpta o tombul perinin başlığını görünce hehe bu da benim gibi toparlacık demiştim. E zaten bu kadar güzel yemekler yapan birde bunları iştahla anlatan insan zayıf olamazdı  E şimdi bu tombul perinin güzel tariflerinden birini yapmak ve bunu iştahla anlatmak bana düştü. Nereden nereye diye iç geçirsemde içimde tuhaf bir huzur var.. Üzüntü ve kederden çok uzak bir huzur.. Dün mutfağımda keyifle bu tarifi hazırlarken aynı huzur vardı içimde herhalde ondan fosur fosur kabardı muffinlerim, hani hep korkarsınız ya kabarmassa diye... O kadar kolay ve çabuk hazırladım ki muffinleri gecenin köründe hiç yorulmadan mutfağı toparlamak bile çok kısa sürdü.. Sanki tombul bir peri benim gibi tombul bir aşçıya yardım ediyordu..
Bu muffinlere kek demek ayıp olur bence, bunlar dünyanın en lezzetli poğaçaları.. Kokusu, lezzeti, dokusu ile inanın daha elinize aldığınızda ağzınızdan akan suları toplamakta zorlanıyorsunuz..
İşte sevgili Esra'nın, mutfağımdaki tombul perinin, dünya güzeli muffin poğaçalarının tarifi..

Malzemeler (14 normal boy muffin)
  • 1 su bardağı yoğurt
  • ½ su bardağı ayçiçek yağı
  • ½ su bardağı süt
  • 3 yumurta
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • 1 su bardağı çekirdeği çıkarılmış ve doğranmış zeytin
  • ½ su bardağı beyaz peynir küçük doğranmış
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un (Ben 2 su bardağı un kullandım)

Yapılışı

Muffin yaparken elektrikli mikser yerine elde çırpma teli kullanmanız tavsiye edilir...
  1. Yumurtayı derince bir kapta çırpma teli ile çırpın.
  2. Yumurtaya yoğurdu da ilave edip pürüzsüz bir kıvam alana kadar çırpın. İçine yağ ve sütü ilave edip karıştırın.
  3. Sonra sırasıyla tuz, kekik, pul biberi ilave edin. Unuda ilave edip pürüzsüz bir kıvam elde edene kadar çırpın. Kabartma tozunuda ilave edin fazla karıştırmadan peynir ve zeytini ilave edin. Şöyle bir karıştırın.
  4. Karışımı muffin kalıplarına yarısından biraz fazlasını alacak şekilde paylaştırın. 175 derece fırında 40-45 dakika pişirin.
Afiyet olsun... Canım Esra’m yerinde mutlu yüreğinde huzur olsun... Aynen bize yansıttığın huzur gibi..

26 Kasım 2007 Pazartesi

Kaynana Çatlatan Tarifler

kaynanacatlatantarifler Gönül isterdi ki bu güzel etkinlik için özel olarak uğraştığım bir tarif olsa.. Ama hafta sonu öyle buruk geçince içimden hiç mutfağa girmek gelmedi.
Her zaman yaptığım gibi hafta sonu blog gezmelerini bile yapamadım. Ama yinede etkinliğin ev sahibesi sevgili Lale sayesinde belkide içine düştüğümüz bu buruk günlerden kurtulacağız. Seçtiği konu ile eminim hepimizi eğlendirecek güzel tarifler çıkacaktır ortaya. Lalecik sana şimdiden çok kolay gelsin...
Ben de bu etkinliğe ilk blog günlerimde hazırladığım arşivde kalan bir tarifimle katılayım istedim. Hem o zaman henüz blogumu keşfetmemiş olanlar bu güzel tarifi kaçırmışlarsa şimdi yakalama fırsatları olur. Bence kaçırılmaması gereken bir lezzet çünkü.
Teee evlenmeden önce sevgili eşimle kitap fuarında gezerken çok şahane bir kitap keşfetmiştik. E tabii her ikimizde boğazımıza düşkün olunca haliyle yemek kitapları öncelikle incelediğimiz raflar oluyor fuarda. Hele de konu çikolata olursa. Bu tarifte o fuar gezmesinden aldığımız yabancı bir kitaptan. Tek kelimeyle olağanüstü bir eser..
Eş tarafım Üsküp'lü ve birazda arnavut olunca haliyle sevgili Kayınvalideciğim de harika börekler yapıyor. Ve pek tabii tamamı el açması börekler. Zaten onlara göre börek el açması değilse börek olmuyor. Herhangi bir yerde herhangi bir böreği tattıklarında hemen el açmasımı yufka böreğimi ayırd edebiliyorlar. Ve tabiki eğer yufka böreğiyse "Aaa bu börek yufkadan!" diyerek cık cık cık olmamış diye kafa sallıyorlar. Ben her ne kadar yufkanında el ile açıldığını idda etsemde yahu onlarda haklı hiç birşey tazecik açılan hamurla yapılan böreğe benzemiyor :). İşte bu börek diyarında bende kendime göre Kayınvalide'mi çatlatmak üzere farklı bir konsept yapmış bulunuyorum. Hurmalı, çikolatalı ve bademli börek! He he yani tatlı börek :) Hemde yufka ileee :)) Ama sevgili kayınvalidem bu tarife bayılıyor ve bende siparişi var şuan da.. En kısa zaman size yapacağım bu börekten sevgili valideciğim :) Bakalım yufka böreğinin bu türüne de cık cık diyecekmisiniz...

cikolataliborek01A

23 Kasım 2007 Cuma

Hayat.. Var ve yok..

Az önce öğrendim, blog dünyasından bir arkadaşımız hayatını kaybetmiş.. Şimdi sitesinde en son sunduğu meyveli kek tarifi var.. Yazısında belirtmiş hasta olduğunu ama yinede okurlarını kekinden mahrum etmemiş.. Dünya hayatı böyle bir anda var oluyor bir anda yok oluyorsun.. Rabbim Esra'ya rahmet ailesine sabır versin inşaallah.. Dilerim herkesi büyülediği mutfak kokusu zihinlerden hiç silinmez.. Sevgili Büyüleyen Mutfak Kokusunun Hanımefendisi Sevgili Esra, mekanınn cennet olsun...


5/ Ey insanlar! Ölümden sonra kalkış olgusundan şüphedeyseniz; o zaman hatırlayın ki, Biz gerçekten de sizin her birinizi topraktan; sonra bir döl suyu damlasından; sonra döllenmiş hücreden; sonra temel unsurları ve istidatlarıyla tamamlanmış ama, bütün öğeleriyle henüz tamamlanmamış bir ceninden1 yarattık; ki size menşeinizi böylece açıklayalım! Ve doğmasını dilediğimizin, annesinin rahminde, Bizce belirlenmiş bir süre için kalmasını sağlarız; sonra sizi çocuk olarak dünyaya getirir ve yaşamanıza imkan veririz; böylece bazılarınız olgunluk çağına erişir; öyle ki, kiminize daha çocukluk çağında ölüm tattırılırken, kiminiz de yaşlılığın öyle düşkün çağlarına eriştirilir ki bildiğini bilmez olur.2 Ve sen, ey insanoğlu! Ölümden sonra kalkıştan şüphe ediyorsan, düşün ki, bir bakıyorsun yeryüzü kupkuru; ama, ona su indirdiğimizde bir de bakıyorsun canlanıp kabarmış ve her türden güzel ekinler ortaya koymuş!
6/Bütün bunlar böylece vuku bulmaktadır; çünkü, Allah, Nihai Gerçek’tir;1 ve çünkü O, ölü olanı dirilten ve ÇÜNKÜ O, her şeye gücü yetendir!


1Yukarıdaki çeviri, İbni Abbas ve Katade’nin (önceki Beğavi tarafından, sonraki Taberi tarafından kaydedilmiştir) embriyonik gelişmenin çeşitli evrelerine atfen, muhalleka ve ğayr-i muhalleka ibaresiyle ilgili açıklamaları doğrultusundadır. Taberi, ğayr-i muhalleka tabirini, ceninin (mudğa) henüz bireysel hayata ulaşmadığı –yahut, Taberi’nin kendi ifadesiyle- “kendisine henüz ruh üflenmediği” (la yunfehu fiha’r-ruh)- evreye işaret eden bir ifade olarak açıklamaktadır.“Topraktan yarattık” ifadesine gelince, bu, insanın en ilkel (ya da elementer) biyolojik menşeini ve onun topraktan gelen öteki unsurlarla olan yakınlığını göstermek içindir. Bu konuda bkz. 3:59 hk. 47. notun ikinci yarısı; ve 23:12 hk. 4. not.
2 bkz. 16:70 hk. 79. not.
3 bkz. 20. sure, 99. not.


Kaynak: Kur'an Mesajı / Meal Tefsir (Muhammed Esed) - 22. HAC Suresi





Cin Gibi Çikolatalı Muffin

Cin Muffin

Yahu bir lezzet neden insanda bu kadar bağımlılık yapar? Yani her çeşitini bulduğum her tarifi deniyorum sırf bu lezzet yüzünden.. Ah çikolata ah sen beni kendine bağımlı kıldın :) Bu da çikolata aşkına internette tarif ararken karşılaştığım Ev Cini 'nin mükemmel muffin tarifi. Yani o kadar lezzetli oluyor ki anlatamam! O yüzden tarifin adını Cin Gibi koydum. Bu kekin yapılış amacı en başta Amerika'daki arkadaşlara hediye göndermek içindi. Ama nerden bilirdim ki kurda kuzu emanet ettiğimi! Arkadaşlara hediyemi teslim edecek olan arkadaşlar uçak seyahati boyunca 10 muffinin tamamını yemişler. E boş kabıda veremeyiz diye asıl hediyenin sahiplerine hiç bahsetmemişler bile.. Zaten daha paketi verirken uyarmıştı beni "Bak bunun oraya ulaşacağını sanıyorsan yanılıyorsun" diye.. Yani o kadar tehlikeli bu muffinler ona göre! Olurda birilerine birileri aracılığıyla hediye gönderecekseniz çok iyi paketleyin açık vermesin. Yoksa asla hedefine ulaşmaz :). Bu şahane tarif için Ev Cini'ne çok teşekkür ederim!

Malzemeler (12 adet)
  • 2 su bardağı un
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 3 tepeleme yemek kaşığı kakao
  • 1 yumurta
  • 250 ml süt
  • 1 çay kaşığı vanilin
  • 1/3 su bardağı çiçek yağı (margarinden daha sağlı daha hafif :))
  • 1/2 su bardağı parçalanmış bitter çikolata ( ve ya damla çikolata)
  • Üzerine serpiştirmek için yeteri kadar çikolata
Yapılışı
  1. Fırını 170 derecede ısıtın (turbo). Kek kalıplarını hazırlayın. Benim gibi silikon kalıp kullanıyorsanız yağlamaya gerek yok. Elinizin altına çıkarmanız yeterli. Ama diğer kaplarda kalıbından kolay çıkarmak için yağlamak gerekir.
  2. Genişçe bir kaba tuz, un, karbonat, kabartma tozu, vanilin ve kakaoyu eleyin.
  3. Başka bir kapta yumurta ve şekeri tel çırpıcı ile çırpın. (Ben muffin yaparken tarifte özellikle belirtmiyorsa mikser kullanmam hep tel çırpıcı ile yapıyorum. Daha güzel oluyor gibi geliyor bana :)) Süt ve yağıda yumurtaya ilave edip karıştırın.
  4. Islak ve kuru karışımları biraraya getirip karıştırın. İçine çikolata parçalarınıda ilave edin.
  5. Muffin kalıplarının 2/3 ünü dolduracak şekilde paylaştırın. Üzerlerine arzu ederseniz çikolata parçaları veya damla çikolata serpiştirin. Önceden ısıttığınız fırında 20-25 dakika pişirin.
  6. Piştikten sonra ister çıkar çıkmaz sıcacık isterseniz biraz dinlendirdikten sonra servis edin..
Afiyet olsun....

Cin Muffin

21 Kasım 2007 Çarşamba

Taze Soğanlı Tavuk

Taze Soğanlı Tavuk

Benim yine ve yeniden kendi çapımda uyduruk tavuk yemeklerimden biri.. Ama bu şimdiye kadar yaptıklarmın en güzeli oldu diyebilirim. Tavuk göğsünü kuruluktan lezzetli hale getirmek için çalışmalarım devam edecektir. Böylece hem sağlıklı hemde lezzetli beslenebiliriz :) Arada vücüdu kandırmakta fayda var :P. Malzemeler gene hazırlayacağınız kişi sayısına göre değişebilir.

Malzemeler
  • 1 kg kuşbaşı tavuk göğüs
  • 2 dal taze soğan
  • 1 adet orta boy havuç
  • 1 yemek kaşığı soya sosu
  • 1 yemek kaşığı krema
  • tuz, karabiber, pul biber, kekik
  • zeytinyağ
Yapılışı
  1. Tavuğu tavada suyunu salıp yeniden çekene kadar kavurun. Göğüste çok fazla su salmayabilir. Az biraz çiğlikten kurtulana kadar kavurmak lazım. Sebzeler atılınca çok pişirmiyoruz çünkü.
  2. Havuçları küp küp doğrayıp tavuğa ekleyin. Arzu ettiğiniz kadar zeytinyağ ilave edin. Beraber kavurun.
  3. Havuçlar yumuşayınca küçük küçük doğradığınız taze soğanları ekleyin. 2-3 dakika beraber pişirin.
  4. Krema, soya sosu ve baharatlarıda ilave edip 5 dakika daha pişirin. Sıcak sıcak servis edin.
Afiyet olsun...

19 Kasım 2007 Pazartesi

Muffin Pizza

Muffin Pizza

Bir Pazar kahvaltısına sevimli bir çifti konuk etmem gerekiyordu. E gelen misafirde damak tadı konusundan hassas ne yediğine dikkat eden üstelik de bir yemek blog u sahibi olunca insan daha bir özeniyor yaptıklarına. Sadece lezzetine değil pek tabii görüntüsünede. Bu tarifide Kasım ayının Sofra dergisinde görüp hemen kahvaltı menüme dahil ettim. Zaten bayılırım evime gelen dostlarım için yeni birşeyler denemeye işte böyle de bir fırsat geçince elime herşeyi deneyesim geliyor. Dergideki malzemelerde ben ufak değişiklikler yaptım ama lezzetine lezzet kattım diye düşünüyorum :) İnanılmaz hafif ve de lezzetli bir tarif, kahvaltıda, çayın yanında hatta yemekte ekmek niyetine bile yenilebilir :) Sevgili Hüner ailesi misafirim olmasaydı bu güzel lezzeti daha geç deneyecek belki de bu da denenecekler arasına girip hiç denenmeyecekti :) Canlarım iyi ki geldiniz...

Malzemeler (12 adet)
  • 1/2 demet maydanoz
  • 1 yemek kaşığı kuru kekik
  • 2 adet çarliston biber
  • 1 yemek kaşığı tereyağ (erimiş)
  • 3 adet yumurta
  • 4 çorba kaşığı irmik
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu
  • 1 su bardağı küçük küçük doğranmış sert beyaz peynir
  • tuz, karabiber
Yapılışı
  1. Maydanozları ince ince kıyın. Biberleri küçük küçük doğrayın.
  2. Yumurtaları derince bir kapta çırpın. İçine peynir, maydanoz, kekik ve biber hariç tüm malzemeleri ekleyip çırpmaya devam edin.
  3. Karışıma peynir, maydanoz, kekik ve biberide ekleyip kaşıkla karıştırın.
  4. Karışımı 12 li muffin kalıbına eşit miktarda dağıtın. Her kalıbı tamamen doldurabilirsiniz. Pişerken ne kadar taşıyor gibi görünselerde sonradan sönüyorlar herhangi bir sorun olmuyor yani :)
  5. 175 derecede fırında üzerleri iyice kızarana kadar pişirin. İster sıcak ister ılık servis yapın.
Afiyet olsun...

16 Kasım 2007 Cuma

YE #28 Geleneksel Kış Hazırlıkları

Ye 28 Kış Hazırlıkları Gönül isterdi ki kendi yaptığım hazırlıklardan size bahsedeyim bu güzel etkinlikte ama nerdeee bende böyle hazırlıklar. Benim gibi çalışan hanımların aslında kesinlikle bu tarz hazırlıkları olmalı. Olmalı ki her daim misafire hazır bir dolap, misafiride geçtim akşama ne yapsak diye uzun uzun düşünme lüksü olmayınca hazırda pratik bişeyler olmalı. Ama nerdeeee!! Olsun azimliyim bende birgün yazdan kışa hazırlık yapan salça kaynatıp, tarhana kurutan bi ev hanımı olucam olucam olucam :) (Belki üç kere tekrarlarsam kendimde inanırım :P). Neyse kendi kabiliyetsizliğimi bir kenara bırakırsak ben size memleketimin kış hazırlıklarından bahsedeyim.

Bizim memlekette havada nem olmayınca en güzelinden biberler iplere "cizilir" ve güneşin güzel yüzünde her balkonda kızarmaya bırakılır. Bu sadece biberlere yapılan birşey de değil. Taze fasülye, patlıcan, bamya, kırmızı biber, domates... Yani kurusu yenebilen herşeyi sokakta yürürken balkonlarda görebilirsiniz. Geçtiğimiz yaz memlekette yaptığım tatilde işte bizimkilerde kilolarca dolmalık biberi almışlar bahçede yere serilen bezlere dağıtıp iğne oyası yapar gibi iplere cizdiler. Sonrada bahçede asılabilecek heryere "biber cizmeleri" astılar. Ve inanırmısınız daha ikinci gününde biberler kızarmaya başlamışlardı bile.. İstanbul'un nemli havasında maalesef bunu yapamıyoruz o yüzden her sene yazın memlekette kuruyan sebzeler kolilerde gelir annemlere sonra o güzelim kuru biber ve patlıcan dolmaları, rahmetli babaannemin dünya güzeli "Guru Badılcan Aşı" (Kuru Patlıcan Yemeği) ve daha sayılamayacak şahane lezzetlerde kış sofralarımızı lezzetlendirir..



Diğer meşhur kış hazırlığıda elbette tarhana! Ah güzelim memleket tarhanası! Onun nasıl yapıldığını bizzat göremediğimden anlatamıyorum maalesef çünkü o yazın sıcağında değil biraz daha ağustos sonu eylül başı gibi yapılıyor. O zamanlarda da biz canım İstanbul'a dönmüş oluyoruz bile. Ama annemler muhakkak o vakitlerde giderler memlekete tarhanaları toplamak için :) Hehe tarhana ağacı çiçek açmış oluyor heralde o vakitlerde :P Vallahi yapılışını bilmiyorum ama yemesini benden iyi kimse bilemez heralde.. Ama merak etmeyin bir sonraki memleket ziyaretimi yaz sonuna denk getirip oturup tarhana toplucam bizimkilerle beraber :)

Bunlar benim en çabuğundan aklıma gelen kış hazırlıkları. Bunların dışında yapılanlar elbette her evde olan şeylerdir misal taze bezelyeler alınır ayıklanır buzdolabı poşetlerinde buzluğa kışın tüketilmek üzere istiflenir.. Bu işlemin benzerleri elbette dondurulup saklanabilecek tüm yaz sebzelerinde yapılır. Bak şimdi aklıma geldi :) Canım kayınvalidem bu sene yazlığa giderken tazecik bezelyelerden bir sürü kışlık poşetler hazırlamış kışın taze taze yiyelim diye bana emanet etmişti. Buzluğunda dursun kışın lazım olur diye.. Ama ben O'nu uyarmıştım :) Bak anne kurda kuzu emanet ediyorsun diye :P Birşey olmaz yiyebilirsiniz tabiki demişti O da. Lakin yazlıktan gelipte bezelyeleri verde benim deepfreeze e koyalım dediğinde karşısına kala kala 3 paket çıkınca sanırsam bir daha bana emanet etmemeye karar verdi :) Ama napiiim ben taze bezelyeyi çok severim. Helede hazır ayıklanmışı varken :)

Neyse tarif vermedim ama lafı çok uzattım gene işte böyle bende hazırlık yok ama laf çok :) Ev sahibesi Mahzun Prenses sana da kolay gelsin, vallahi benim gibi laf salatası yapan çok varsa işin zor :)

(Bu arada hemşerim memleket nireeee? diye bir soru ile karşılaşma ihtimaline karşılık yazıda geçen memleket Denizli'nin Çivril kazası oluyor :P)

14 Kasım 2007 Çarşamba

İncirli Tatlı

incirlitatli

Hem sütlü, hem meyveli, hem de şerbetli bir tatlı var deseler "hadi canım!" derdim. Ama bu tatlı tam olarak bu saydıklarımı ifade ediyor. O kadar güzel birşey ki inanın ifade edilmesi zor. Dedemin gönderdiği tazecik kuru incirleri sadece yiyerek değerlendirmektense bu aralar her yerden kuru incirli tarifler topluyorum :) Bu güzelim incirler diğer güzel lezzetlerlede birleşip daha güzellikler ortaya çıkarsın diye. İşte bu aramalarımdan birinde sevgili Melda 'nın sitesinde bu tatlıyı gördüm. O da sevgili Hatice'den almış. Yani görünen o ki blog dünyasında bir incir tatlısı furyasıdır gidiyor :) Eşimin teeeee liseden arkadaşları ilk kez misafir olacaklardı bize onlara böyle orjinal birşey yapayım dedim. Lakin gelemediler ama bu bize üzüntü yerine bir koca tabak incir tatlısı bıraktı :)

Malzemeler

Kek için:
  • 6 adet küçük küçük doğranmış kuru incir (Benim incirlerim taze olduğu için ıslatmaya gerek duymadım yeteri kadar yumuşaktılar. Ama elinizdeki incirler biraz sertse biraz ıslatmanızda fayda var)
  • 1 su bardağı ceviz (Bıçakla iri iri doğranmış)
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
Şerbeti için: (soğuk bir şerbet olacak, sıcak kek e dökülecek :))
  • 1,5 su bardağı soğuk su
  • 1 yemek kaşığı nescafe (Ben gold kullandım daha hafif, classic kullanırsanız daha yoğun olabilir.)
  • 1/2 su bardağı şeker
Muhallebi için:
  • 2 yemek kaşığı nişasta (Ben buğday nişastası kullandım)
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 litre süt
  • 5 yemek kaşığı şeker
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 paket toz krem şanti
Yapılışı

Kek:
  1. Yumurta ve şekeri iyice köpük olana kadar çırpın.
  2. Un ve kabartma tozunu beraber eleyip karışıma ilave edin. Beraber çırpın.
  3. İncirleri ve cevizleri ilave edip kaşıkla karıştırın.
  4. Karışımı genişçe bir borcama dökün. Ben yuvarlak borcam kullandım ama Melda'da, Hatice'de dikdörtgen kullanmış. Önemli olan kek piştikten sonra üzerinde en az 1 parmak boşluk kalmalı ki muhallebi dışarı taşmasın :)
  5. Fırında 160 derecede pişirin. İncirli tatlıların fırında pişerken düşük ısıda pişmesi gerekiyormuş. O yüzden biran evvel pişsin diye acele etmeyin. Pişen keki kürdan testi ile anlayabilirsiniz. Gayet kuru bir kek oluyor eyvah keki mahvettim diye panik yapmayın :)
Şerbeti:
  1. Bir kasede su, şeker ve nescafeki karıştırın. Şerbeti pişirmiyoruz.
  2. Pişen kekin üzerine kürdanla delikler açıp kek sıcakken dökün. (Sevgili Zerrin yorumunda bir noktaya dikkat etmis. Kullandığınız kabın genişliğine göre şerbet miktarında oynama yapabilirsiniz. Yani kek size göre iyi ıslandıysa şerbetin tamamını dökmek zorunda değilsiniz. Teşekkürler Zerrin!)

Muhallebi: (Kek fırında pişerken muhallebiyi hazırlayın)
  1. Krem şanti ve tereyağ haricindeki tüm kuru malzemeyi bir tencerede karıştırın.
  2. Ocağın altını açıp sütü yavaş yavaş ilave ederek muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin.
  3. Kaynamaya başladıktan sonra tereyağını ilave edip karıştırın. Tereyağ bu tarz karışımlara hem parlaklık hemde lezzet katar ;)
  4. Piştikten sonra ocaktan alın. Yaklaşık 5 dakika kadar ılınmaya bırakın. Sonra toz krem şantiyi ekleyip çırpın.
  5. Şerbetlenen kekin üzerine ılınan muhallebiyi yayın buzdolabında 2-3 saat soğutun
Servis yapmadan önce üzerine tarçın, ceviz veya incirle süsleyebilirsiniz. Ya da sade olarak bile servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun...

12 Kasım 2007 Pazartesi

Zeytinyağlı Barbunya

Zeytinyagli Barbunya

Efenim ben geldim :) Benim canım antika bilgisayarım yüzümü kara çıkarmadı ve yeni bir hard diskle çalışmaya devam etti :) Yaşasın yaşassınnn!! Ama sanırsam bu antikayı değiştirmem için sinyaller gelmeye devam edecek, onun için ben aramızdaki bu duygusal bağı bir kenara bırakıp kendime yeni bir tane seçmeliyim :(. Ee naparsın herşeyin ömrü olduğu gibi bilgisayarlarında var her ne kadar benim gibi azimle kullansanızda onlarda bir şekilde tarihteki yerlerini almak istiyorlar :P. Neyse efenim bu kadar bilgisayar muhabbeti yeter artık amacımıza hizmet edip şu güzel barbunyanın tarifini veriiimmm..
Efenim bendeniz hiç barbunya yapmayı bilmezdim taki bir gün estirip barbunya yapıcam diyene kadar :) Ama nasıl ? İşte o kısımda benim canım müdürüm Gül'üm imdadıma yetişti. Ve bana çok güzel ipuçları verdi bu konuda. Ee bende kendime göre bişeyler kattım tabiki, sonuçta ortaya beni hiçbir zaman yanıltmayan bir barbunya tarifi çıktı..

Malzemeler
  • 1 kutu konserve haşlanmış barbunya (Eğer tazesini bulursanız çok daha makbul olur, ama benim gibi çalışan hanımların kiler dolabında her daim hazır bekleyen bir kutu konservesi vardır diye düşünüyorum :))
  • 1 baş soğan
  • 3 diş sarımsak
  • 4 tane havuç (Ben bol havuçlu seviyorum da :) Nerdeyse havuç pilaki diyeceğim adına :))
  • 2 yemek kaşığı toz şeker
  • zeytinyağ
  • tuz
  • 1 domates (rendelenmiş)
  • sıcak su
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1/2 limonun suyu
Yapılışı
  1. Soğanları küpler halinde , sarımsaklarıda küçük halkalar halinde ve havuçları yarım ay şeklinde doğrayın. Hepsini beraber arzu ettiğiniz kadar zeytinyağ ilave edip bir güzel kavurun. Taki havuçlar sert hallerinden kurtulup biraz yumuşayana kadar.
  2. Daha önce haşlayıp yumuşattığınız barbunyaları süzün (Ya da konservedekini süzüp su dan geçirin). Tencereye ilave edin. Üzerine 1 yemek kaşığı domates salçasını hafif sulandırak ilave edin.
  3. Rendelenmiş domatesi, şekeri, tuzu da tencereye ilave edin. Üzerine çok fazla geçmemek kaydıyla sıcak suyu ilave edin. Bir kere karıştırıp kaynamaya bırakın. Su ilavesinde çok cömert davranmayın çünkü zaten daha önceden haşlanmış olan barbunyalar çok su çekmeyeceklerdir. Sadece lezzetlenmiş suyun tadını çekip kalacaklardır o yüzden suda yüzen barbunya çorbası elde etmemek için suyunu azar azar ilave edip kontrollü pişirmekte fayda var :)
  4. Yaklaşık 15-20 dakika sonra barbunyanız hazır olmalı. Ateşin altını kısıp bir süre daha pişirmeye devam edin. Bu arada suyunu kontrol edin dibini tutturmayın ;)
  5. Piştikten sonra altını kapatıp limon suyu ilave edin. Bir güzel karıştırın. Ve ılınmaya bırakın. İster ılık ister soğuk servis yapabilirsiniz..
Afiyet olsun..

5 Kasım 2007 Pazartesi

Bilgisayarım sizlere ömür...

Azimle uzun yıllardır kullanmış olduğum diz üstü bilgisayarım hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ömrünün son günlerinde artık biteceğini belirten sinyalleri verince bana yedek almamda fırsat tanıması onun ne kadar vefakar olduğunun bir göstergesi olsa da şuanda beni sene 1880 den kalma bir masa üstüne mahkum etmiştir. O nedenle rahmetli olan bilgisayarım yeniden hayata dönene kadar (her ne kadar servislere pek güvenmesemde! benim hala umudum var.. ) ya da yepyeni bir dizüstü ile dizlerim şenlenene kadar yazılarımda bir süre gecikmeler olabilir. Lütfen beni affediniz..

31 Ekim 2007 Çarşamba

Zeytinyağlı Yeşil Mercimek

Zeytinyağlı Yeşil Mercimek

Özellikle mangalın yanına bir zeytinyağlı arıyorsanız, ya da sofrada zeytinyağlı eksik ama öyle bir şey olmalı ki herkes sevmeli diyorsanız işte size sevilen cinsinden bir tarif. Genellikle yeşil mercimeği yemek olarak hep kıymalı yemişimdir. Ama benim aradığım hali bu haliymiş meğer. Kiler dolabımda azimle pişirilmeyi bekleyen mercimeklerimin değerlendirilmesinde katkısı olan bu tarif Remix kitabından. O kadar lezzetli ki şiddetle tavsiye ederim!

Malzemeler
  • 1 su bardağı yeşil mercimek (düdüklü tencerede pişirmeyecekseniz bir gece önceden ıslatmanız önerilir.Ben genellikle mercimek ve fasülye gibi baklagilleri düdüklü tencerede pişiririm hem daha çabuk pişiyorlar hem de daha sağlıklı oluyorlar ;) )
  • 1 su bardağı su
  • 1 baş soğan
  • 2 yemek kaşığı toz şeker
  • 1/2 limonun suyu
  • tuz
  • zeytinyağ
Yapılışı
  1. Soğanları küçük küpler halinde doğrayın. Zeytinyağında hafif kavurun.
  2. Mercimekleri, suyu, şeker ve tuzu da ilave edip eğer düdüklüde pişiriyorsanız kapağını kapatıp kaynamaya bırakın.
  3. Düdük ötmeye başladıktan sonra 15 dakikaya kurun. Kaynamaya başladıktan 15 dakika sonra altını kapatın tüm buharını çıkarıp kapağını açın. Eğer normal tencerede pişirecekseniz kaynayana kadar harlı, daha sonra kısık ateşte mercimekler yumuşayana kadar pişirin. Piştikten sonra altını kapatıp, limon suyunu ilave edin ve çok ezmeden karıştırın. Hafif ılık ya da soğuk servis yapabilirsiniz.
Afiyet olsun...

24 Ekim 2007 Çarşamba

Şeftalili Muffinler

Pictue008_060930_k

Yine güzel birgünde evimde buzdolabında yenilmeyi bekleyen kendinden geçmiş şeftalileri ne yapsam diye düşünüyordum. Acaba bunları nasıl değerlendirmeliyim??? O sırada imdadıma yetişen yemek blog dünyasından Ufuk oldu :) Ne de güzel anlatmış bu muffinleri. Dedim benim şeftalilerin günahı ne daha ne duruyorlar :) Tarifi kendime göre uyguladım ve Ufuk'un sayesinde çok güzel muffinler elde ettim.. Teşekkürler Ufuk! Benimkiler şekil şemal olarak O'nunkiler kadar estetik değil belki ama lezzetleri çok çok güzeldi. Bu arada malzeme durumu sizi yanılmasın toplamda 24 tane muffin çıkıyor :) Epeyce fazla yani :) İşte tarifi..

seftalili_muffin_6K

Malzemeler
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 125 gr tereyağ (iyice yumuşamış)
  • 1 su bardağı süt
  • 1 paket vanilin
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3 su bardağı un
  • 2 adet soyulmuş küp şeklinde doğranmış şeftali
  • üzerlerine serpmek için damla çikolata
Yapılışı
  1. Yağ ve şekeri iyice çırpalım. Şeker yağın içinde iyice kaybolmalı.
  2. Yumurta ve sütü karışıma ekleyip çırpalım.
  3. Un ve vanilyayı ekleyip pürüzsüz kıvamda bir karışım elde edene kadar çırpalım.
  4. Kabartma tozunuda ilave edip şöyle bir karıştıralım. Kabartma tozu çok çırpılmamalı ;)
  5. En son şeftalileride ilave edip kaşıkla karıştıralım. Muffin kalıplarına paylaştıralım. Ben silikon kalıplar kullandığım için muffin kağıdı kullanmıyorum. Ama bi dahakine kullanıcam daha şık bir görüntü olması için :) Yaklaşık 24 tane muffin kalıbını dolduruyor malzeme. Evde ne kadar kalıp varsa hepsini kullandım yani :)
  6. Üzerlerine damla çikolatalardan arzu ettiğiniz kadar paylaştırın.
  7. 180 derecede önceden ısıttığınız fırında pişirin, sonra da afiyetle yiyin :)
Afiyet olsun...

(Gün ışığında balkonumda çektiğim fotoğraflar çok hoşuma gitti bende tek fotoğrafla yetinmeyeyim dedim :))

seftalili_muffin_5K

22 Ekim 2007 Pazartesi

Minik Ellim Mutfakta

Minik Eller Mutfakta Efenim sevgili Selen çok güzel bir konu seçmiş bu ay ki etkinlikte. Daha konuyu ilk öğrendiğimden beri yok yeğenimi mi bulsam yok komşunun çoçuğunu mu ödünç alsam?? Ya da dur alışveriş merkezinde geziim şöyle tombik elli bir bebiş bulayım resimleyeyim, planlarını yaparken, etkinliğin ev sahibi canım Selen'im şahane bir fikir verdi!
Yahu o kadar uzaklara gitmeye ne gerek var benim karnımda büyümekte olan lokum gibi bir bebek var zaten. Hem resmini çektim diye telif hakkına da gerek yok :) Ne de olsa benim bebişim.. Bu durumda hazır elimde bebişimin çekilmiş el ultrason resmi varken bende pek uzaklara gitmedim. Canım Selen ne de güzel fikir verdin sen öyle!

Buyrun bakalım millet bu güzel etkinlik sayesinde sizi oğluşumun ilk resmiyle buluşturayım :) Hayırlısıyla kucağıma aldığımda bu lokum elin gerçeğini de gösteririm inşallah! Efet işte size oğluşumun eli :) (Selen'in sunumuyla ;))

O karnımda kıpır kıpır kıpırdanırken bende size güzelinden bir popcorn lolipop yaptım. Aslında lolipopları resimlerken de oğluşumun yüzünün resmini koymuştum ama babamız yeter gösterme artık dedi :) Bizde baba sözü dinledik. O yüzden artık doğana kadar bu resim size yeterli gelsin bakalım :)

İyi ki böyle bir etkinlik çıkarmış Yaman insan Ayşe ve iyi ki böyle bir konu seçmiş canım Selen.. İkinize de çok çok teşekkür eder, bu etkinliğin ev sahibi Selen'ime çooookk kolay gelmesini dilerim. Ayrıca etkinlik sayesinde göreceğimiz lokum ellerinde gözlerimize bayram ziyafeti çekeceğini hatırlatmakta fayda var ;) Haydi bakalım minik eller bloglara!!!!
Cikolatali Popcorn

Popcorn Lolipoplar

Cikolatali Popcorn
Bu tarifi televizyonda gördüğümden beri aklımdaydı. Kim bilir ne kadar güzel birşey olur diye düşünmüştüm. Ve pek tabii çocuklarda bu lolipoplara bayılır. Lakin Selen bu güzel "Minik Eller Mutfakta" etkinliğini ortaya çıkarınca daha güzel bir tarif gelmedi aklıma. Öyle ölçü falan yok aslında ama bende alışkanlık olduğu üzere artık birşeyi pişirirken ölçüleri bir kenara yazıyorum. :) Size de kendi hazırladıklarımın ölçülerine göre tarifi vereceğim. 10 tane kadar lolipop elde ediyorsunuz bu ölçülerle.

cikolaralipopcorn2

Malzemeler
  • 2 adet 100gr lık milka beyaz çikolata tablet (herhangi başka beyaz çikolata da kullanabilirsiniz)
  • 1 adet 80 gr lık eti bitter çikolata tablet (herhangi başka bitter çikolata da kullanabilirsiniz)
  • 2 avuç kadar mısır (patlatılmak üzere)
  • 1 yemek kaşığı ayçiçek yağı
  • Tuz
  • Hindistan cevizi
  • Bonibonlar
Yapılışı
  1. Mısırları teflon derin bir tencere de yağ ve tuzu koyarak patlatın. Tencerede mısır patlatmak dünyanın en kolay işi. Tek yapmanız gereken ateşi en harlıda açıp tencerenin kapağını sıkıca kapatıp patlama seslerini beklemek. Pat patlar başladığında arada bir tencereyi sallayıp patlamayanlarında patlamasını sağlamak. Hepsi bu. Patlayan mısırları ocaktan alıp beyaz çikolata ile kaplanacaklar için ayrı siyah çikolata ile kaplanacaklar için ayrı kaseler hazırlayın. Şimdi çikolata oranına göre mısırlar fazla gelebilir. Bu nedenle göz kararı az miktar mısırları iki kaseye bölüştürün öncelikle. Sonra isterseniz gene ilave edebilirsiniz. Artan mısırlar ne olacak diye telaş etmeyin sade bir şekilde tv karşısında afiyetle yenilebilirler, hele de güzel bir film varsa :)
  2. Benmari (buharda pişirme) yöntemiyle önce beyaz çikolatayı eritin. Ayırdığınız patlamış mısırlardan bir kısmını bu çikolata ile bir güzel karıştırın. Karışımın içine bonibonları ister parçalayarak isterseniz bütün halinde atın. Tüm mısırlar çikolataya bulanacak şekilde karıştırıp muffin kaplarına bölüştürün. Ortalarında çöp şişlerden saplayın ki donduklarında lolipop olsunlar :)
  3. Beyaz çikolata ile yaptığınızın aynısını bu sefer siyah çikolata ile yapın. Bonibon yerine bu sefer bol miktarda hindistan cevizi kullanın. Aslında içine siz istediğiniz abur cuburdan koyabilirsiniz. Ben hindistan cevizi ve bonibonda sizi zorlamayayım :)
  4. Ortalama 10 taneye yakın muffin kalıbı dolmuş olacaktır. Bunları buzdolabında çikolata iyice donana kadar bekletin. Soğuk olarak dolaptan çıkarınca servis edin. Çıtır çıtır inanılmaz bir lezzet..
Afiyetler olsun...

NOT (2.1.2009): Sevgili Dilber tarifi uygularken karşılaştığı bir durumu yorumunda belirtmiş. Ben dediği sorunla karşılaşmadım ama başkalarının karşılaşma ihtimaline karşı burda belirtmek istedim. Dikkati için yeniden teşşekkürler Dilber!
"Yanlız küçük bi ayrıntı, Çikolata eridiğinde sıcakken içine atılmamalı. Yoksa mısırlar yumuşuyor ve lastik gibi oluyor ilk iki lolipopu kendim yemek zorunda kaldım:)) çikolata eridikten sonra soğuğa yakın bi ılık kıvamda olmalı.. Sonradan keşfettim:)) ".




cikolaralipopcorn1

19 Ekim 2007 Cuma

Çaylı Kek

Çaylı Kek

Evlenmeden önce en iyi bildiğim şey kek yapmaktı diyebilirim. O yüzden evde de kekleri hep ben yapardım. Bu kekde en klasiklerinden biridir. Tarif annemden. Ben kek macerasına atılmadan önce her çocuk gibi bizimde mutfağımızın duayeni annemizdi ki halende öyledir canım annem. Ben keki bir kere yaptıktan sonra annem bir daha yapmadı ama. E madem bir yapan var ben ne diye uğraşayım dedi :) Benim canıma minnet. Ablamda bu kekin fanatiklerinden. Hatta Çin'de yaşadığı iki sene boyunca burdan onlara her erzak gönderdiğimizde ben süpriz bu kekten yapar gönderirdim. Ablam için o kadar değerliydiki her dilimini aceleye getirmeden itinayla yerdi . Bana kek yap dediklerinde ilk aklıma gelen tarif olduğundan Can'ın hoşgelesin partisinde de bu keki yapmıştım. Ama sanırım orda kullandığım araba kalıbından olsa gerek istediğim gibi yumuşacık olmamıştı. Sanırım biraz daha geniş bir kalıp daha güzel serpilmesine neden oluyor. Birde pişince kabından çıkarıp o şekilde dinlendirin derim. Ayrıca çaylı olduğundan mıdır nedir bir gün önce yapıldığında ertesi gün demini aldığından daha bir lezzetli oluyor. Ay ne kadar çok konuştum, yeter artık tarife geçeyim :)

Çaylı Kek Çaylı Kek

Malzemeler
  • 3 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı soğumuş çayın sadece demi
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 yemek kaşığı kakao
  • 1 paket vanilin
  • 125 gr margarin erimiş (ya da çiçek yağı da kullanabilirsiniz)
Yapılışı
  1. Yumurta ve şekeri iyice köpük oluncaya kadar çırpın. İçine kabartma tozu ve un hariç tüm malzemeyi karıştırıp çırpmaya devam edin.
  2. Unu da sıvı karışıma ilave edip pürüzsüz bir kıvam elde edene kadar çırpın.
  3. En son kabartma tozunu ekleyip şöyle bir karıştırın. Kabartma tozu çok çırpılmamalı ;)
  4. Yağladığınız kek kalıbına karışımı boşaltın. 175 derecede önceden ısıttığınız fırında yaklaşık 40 dakika, kürdan testinden başarıyla çıkana kadar, pişirin.
  5. Fırından çıkınca hafif ılınmasını bekleyin hemen kabından çıkarın. Üzerini kapatmadan soğumaya bırakın. Soğuyunca üzerine hindistan cevisi serpebilirsiniz. En çok o yakışıyor. Soğuduktan sonra üzerini kapatıp bir gece dinlendirirseniz ertesi gün daha bir lezzetleniyor :) Ama ben genede ilk gün denemeden bırakmam..
Bu arada mutfakta inanılmaz güzel bir koku oluyor ağzınızın sularını toplamak için peçeteyi yanınızdan ayırmayın :)

Afiyetler olsun...

17 Ekim 2007 Çarşamba

Kadayıf Börek

kadayifborek

Bu güzel börekle beni tanıştıran teee ilkokuldan canım arkadaşım Zeynep. İlkokuldaki arkadaşlarımla görüşüyor olmam bir çok insanı fazlasıyla şaşırtıyor. Aslında şaşılacak çok da fazla birşey yok. Canımız öğretmenimiz mezun olduğumuz sene 2000 senesinde buluşuyoruz dedi. Kim nerde olursa olsun gelecek diye sözleştik. O gün gelen insanlarla o günden beri hiç bağ koparmadan görüşürüyoruz şu anda. İyi ki de görüşüyoruz. Ne zaman ilkokul arkadaşlarımı evime davet etsem ayrı bir mutluluk olur bende. Bikere hep imece usülüdür toplantılarımız herkes birşeyler getirir. Mutfağı hep beraber toplarız. Kimi zaman bana hiçbirşey yaptırmazlar bile. Canım arkadaşlarım benim!! İşte bu imecelerin ilkinde Zeyno bu nefis börekle tanıştırdı bizi. O gün bugün ne zaman toplansak hemen böreeeekkk diye istekte bulunurum. Tarifi epeycene kolay yeterki taze kadayıf bulun :)

Malzemeler
  • 300 gr tel kadayıf
  • 3 yumurta
  • 1/2 paket yağ (eritilmiş)
  • Dil peyniri, burger peyniri, taze kaşar (tam ölçüsü yok ne kadar çok isterseniz okadar koymak sizin arzunuza kalmış)
  • Jambon
  • 1 su bardağı süt (Zeyno'nun dediğine göre süt oranını biraz artırmakta fayda var ;))
Yapılışı
  1. Arzu ettiğiniz fırına girebilen bir borcam ya da porselen fırın kabı bir güzel yağlanır. Kadayıfın yarısı kabın alt kısmına yayılır.
  2. Süt,yağ ve yumurta ayrı bir kapta çırpılır. Tabaktaki kadayıf yufka böreğini ıslar gibi bu harcın bir kısmı ile ıslanır.
  3. Sırasıyla burger peyniri, jambon ve en üstede dil peyniri kadayıfın üzerine düzgünce dizilir.
  4. Taze kaşar rendelenir. Geride kalan kadayıf taze kaşarlar karıştırılıp tabakta en üste dağıtılır. Kalan yumurtalı harc üzerine dökülür.
  5. Fırında 180 derecede üzeri iyice kızarana kadar yaklaşık 40-45 dakika pişirilir. Sıcak sıcak servis edilir.
Afiyet olsun...

14 Ekim 2007 Pazar

#27 Karadeniz Yemekleri YE

Karadeniz Yemekleri Ye#27 Bu sefer ki YE etkinliği ilk etkliğimden beri tarif bulmada en zoru ama uygulamada en kolayı oldu diyebilirim. Çünkü daha önce karadeniz yöresine has herhangi bir tarif uygulamamıştım. Ama ben yılmadım, bu etkinliğe katılmam gerekiyordu, yeterince etkinlik kaçırmıştım bu aralar.
İmdadıma büyük usta Sahrap Soysal yetişti. "Bir Yemek Masalı" isimli kitabında Türkiye'nin değişik yörelerine has yemek tarifleri var. E bende hemen karadeniz yöresine baktım neler yapabilirim diye ve Trabzon Hamsiköy'ün çok da kolay bir tarifini buldum :) Hemende uyguladım. Buyrun bakalım size Hamsiköy Sütlacı. :)
Etkinliğin ev sahibi Yeşim'e çok çok kolay gelsin gerçekten bu seçtiği farklı konuya ilişkin bakalım kimlerden neler gelecek merakla bekliyorum. Eminim benim gibi tembel olmayanlar şöyle şaşalı Karadeniz yemekleri ile gözlerimize bayram ziyafeti çekerler.

Hamsikoy Sutlac

Hamsiköy Sütlacı

Hamsikoy Sutlaci2

Duayen Sahrap Soysal aslında çok da güzel sunmuş sütlaçlarını. Gümüş tepside ve gümüş kaselerde. Bu da demek oluyorki benim şöyle sunumlara uygun şık kaseler almamın zamanı geldi Her ne kadar sunumlarımda olabildiğince tabağıma örtüme dikkat etsemde bu konuda yemem gereken fırınlarca ekmek beni bekliyor. Olsun ben ekmeği çok severim yavaş yavaş da yerim :). Şimdi Sahrap Hanım'da benim gibi sütlacı bol pirinçli ve tatlı sevenlerdenmiş. Tarifteki pirinç ve şeker miktarından anlayabilirsiniz. Dilerseniz bunları siz arzunuza göre azaltabilirsiniz. Tadı biraz fazla oluyor hakkaten ama bence pirinci gayet güzel ayarda. Birde bu sütlaç herhangi koyulaştırıcı nişasta ya da pirinç unu olmadığı için sulu bir sütlaç oluyor. Ama bence diğerlerinden çok çok daha güzel. Zaten eskilerde sütlacın süt, pirinç ve şekerden yapılması gerektiğini söylerlemiş :) Bildiğimiz sütlaç deyip geçmeyin bu Hamsiköy sütlacı :)

Malzemeler

  • 1 litre süt
  • 1 çay bardağı pirinç (Ben ayda bardakları denilen büyük çay bardağı ile ölçtüm. Ayrıca baldo pirinç kullandım)
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1,5 su bardağı toz şeker (Bir dahakine 1 bardak kullanıcam daha iyi olur gibime geliyor)
Yapılışı
  1. Pirinçleri yıkayıp süzün. Tencereye alıp üzerini 3 parmak geçecek kadar su ilave edin. Yumuşayana kadar haşlayın. Bu arada suyu bitip halen yumuşamazsa biraz daha su ilave edebilirsiniz.
  2. Haşlanan pirinç ılınınca üzerine soğuk sütü yavaş yavaş ilave edin ve pişirmeye devam edin.
  3. Pirinç süt ile kaynayıp üzeri kaymak tutmaya başlayınca toz şeker ilave edip 2-3 dakika karıştırın. Sonra 10-15 dakika pişirmeye devam edin.
  4. İyice kaynamış olan sütün altını kapatın. 7-8 dakika tencerede dinlendirin. Üzeri kaymak bağlamadan servis kaselerine boşaltın. Arzunuza göre üzerine tarçın serperek ya da sade bir şekilde servis edin.
Afiyet olsun...

11 Ekim 2007 Perşembe

Hayırlı ve Bereketli Bayramlar...






En güzel bayram, sevginizi paylaştığınız bayramdır..

Dilerim Ramazan'ın bereketi bayramda sevginizin paylaşımında da artarak devam eder....

Hayırlı Bayramlar...

8 Ekim 2007 Pazartesi

Salkım Saçak Poğaça (Perişan Poğaça)

Perisan

Bu tarif sevgili anneciğime ait. Bu yaz tatilinde memleketimde ben kendimi bir koltuktan diğerine atarken annem üşenmeden arkadaşlarımla bize durmadan birşeyler hazırladı. İşte bu güzel poğaçalarda bizim ikindi çayımızda yerlerini aldılar. Ee bunları yemek için bir zahmet koltuktan kalkıp bahçeye geçtim artık. Ama harcadığım tüm enerjiye değdi :P. İşte size beklenen perişan poğaçalarımın tarifi.

Malzemeler
  • 1 yumurta
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 225 gr margarin
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un (accık erken kalksaydım koltuktan tam ölçüyü yakalardım ama artık bu seferlik tembelliğime verin.)
  • Beyaz peynir - maydanoz (içlerine doldurmak için)
Yapılışı
  1. Peynir ve maydanoz hariç tüm malzemeyi karıştırın. Kulak memesi kıvamında hamur elde edene kadar yoğurun. Annemin dediğine göre yumuşacık bir hamur elde etmeliymişsiniz. Yoksa sert olurmuş poğaçalar. Siz bir elinizle kulak memenizi tutun bir elinizlede yoğurun. Aynı yumuşaklığı elde edene kadar devam :D.
  2. Maydanozları ince ince kıyın. Peynirle bir güzel karıştırın.
  3. Hamurdan toplar kopararak içine malzemeden katın. Ve elinizle rastgele sıkın. Tepsiye atın. Ne kadar salkım saçak okadar makbul. Yani öyle özene bezene şekil vermenize gerek yok. Bunlar perişan kurabiyeler.
  4. Tepsiye dizdiğiniz kurabiyelerin üzerine yumurta sarısı sürün. 180 derece fırında üzerleri kızarana ve etrafı mis gibi kokular kaplayana kadar pişirin.
Afiyetler olsun..

Kadir Gecesi


Biz bu ilahi kelamı, Kadir Gecesi’nde1 indirdik. Bilir misin, nedir Kadir Gecesi? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.2 O gece melekler, Rablerinin izniyle, ilahi bir esin taşıyarak3 bölük bölük inerler;4 insanı her türlü kötülükten emin kılar bu gece; ta şafak vaktine kadar..5

1 Yahut, “Kudret Gecesi” veya “Haşmet Gecesi” -Hz. Peygamberin ilk vahyi aldığı gece böyle tanımlanmaktadır (bkz. önceki surenin giriş notu). Birçok Hadis’e dayanarak denilebilir ki, o gece, Hz. Peygamberin Medine’ye hicretinden on üç yıl önceki Ramazan ayının son on günü içindeki gecelerden biridir; muhtemelen 27. gecesidir.
2 Zımnen, “içinde benzer bir gece bulunmayan” (Razi).
3 Lafzen, “melekler ve [ilahi] esin”. Ruh teriminin bu şekildeki karşılığı için bkz. 16:2’nin birinci cümlesi ve ilgili dipnot 2. Bu ayet, terimin Kur’anda “ilahi esin/ilham” anlamında kullanıldığı tartışmasız ilk örnektir.
4 Tenezzelu’nun kullanıldığı gramatik kalıp, tekrarlanma, sıklık veya çokluğu gösterir. Bu nedenle, -İbni Kesir’in de görüşüne uygun olarak- “bölük bölük inerler” şeklinde çevirdim.
5 Lafzen, “o, kurtuluştur/ barıştır (selam)” (Bkz. Sure 5, not 29). –yani o, mümini bütün ruhi/manevi kötülüklerden emin kılar. Mücahid’in yorumu da böyledir (İbni Kesir’den naklen). Bu ifade, bu gecenin kutsallığını kavramanın, gereksiz/yersiz düşünce ve eğilimlere karşı bir sığınak vazifesi gördüğü anlamına gelir.


Kaynak: Kur'an Mesajı / Meal Tefsir (Muhammed Esed) - 97. KADR Suresi

3 Ekim 2007 Çarşamba

Fırında Makarna

Firin Makarna

Aslında bu tarifin adı tam olarak fırın makarna değil. Ben fırın makarnayı tamamen ayrı bir şekilde yapıyorum. Birde klasik fırın makarna için olan uzun makarnadansa küçük lüleleri tercih ediyorum. Bu yemeği yaparken aslında amacım amerikalıların meşhur "Mac and Cheese"ine benzetmekti. Tabii bunun için oldukça çok çedar peyniri kullanmam gerekiyordu ki o turuncu rengi alsın. Lakin şimdi nerden bulucam çedar dedim, eski kaşar ve hellim kullandım :) Bence yeterince şahaneydi.

Malzemeler
  • 1/2 paket lüle makarna (nasıl ifade edeceğimi düşündüm işte bebek lülesi gibi küçük küçük lüle şeklindeler. Ama siz arzu ettiğiniz her hangi bir makarna çeşidini kullanabilirsiniz.)
  • 1 su bardağı taze kaşar rendesi
  • 1 su bardağı karışık peynir rendesi (Ben hellim ve eski kaşar kullandım)
  • Tuz, karabiber
  • Beşamel Sos için
    • 1 yemek kaşığı tereyağ
    • 2 yemek kaşığı un
    • süt
Yapılışı
  1. Makarnayı derince bir tencerede az zeytinyağ ve tuz koyarak haşlayın.
  2. Ayrı bir sos tenceresinde tereyağını eritin. Unu ekleyin hafif pembeleşene kadar kavurun. Kremamsı akışkanlıkta olacak hale gelene kadar yavaş yavaş soğuk süt ilave edin. Bu arada sürekli tel çırpıcı ile karıştırın ki topaklanma olmasın. Gayet pürüzsüz akışkan bir sos elde etmeniz lazım. (En kötü el blendarları ne güne duruyor ;))
  3. Haşlanan makarnayı süzün ama sakın soğuk sudan geçirmeyin.
  4. Derince bir fırın tabağına makarnayı, beşamel sosu ve kaşar peynirin yarısı ile beraber diğer peynirleri ilave edin. Tuz ve karabiberini ekleyin. Peynirlerde tuzlu olacağı için tuz eklerken dikkat edin derim ;). Hepsini bir güzel karıştırın.
  5. En son üzerine kalan kaşarı yayın ve fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
Afiyetler olsun!

2 Ekim 2007 Salı

Biberli Körili Tavuk Kavurma

Korili Tavuk Kavurma
Tavuk tavuk olalı böyle keyifle pişip mideye inmemiştir heralde :) Biraz abartmış olabilirim ama gerçekten siz de denediğinizde bana hak vereceksiniz. Genel de kuru ve sası tadı olan tavuk göğsü baharatın sayesinde yumuşacık oluyor ve ağızda inanılmaz bir lezzet bırakıyor. Siz ağzınızın suyunu toplaya durun ben tarifime geçeyim :P

Malzemeler
  • 3 tane tavuk göğüs
  • 5 tane sivri biber
  • zeytinyağ
  • tuz-karabiber
  • 1 tatlı kaşığı köri
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • 1 çay bardağı kadar krema
  • üzerine bolca rendelenmiş kaşar
Yapılışı
  1. Tavukları küçük küçük doğrayın. Az zeytinyağ koyduğunuz derince bir tavada (ben wog kullandım) sularını fazla salmalarına izin vermeden kavurun.
  2. Biberleri halkalar halinde doğrayıp tavuğa ekleyin. Beraber bir süre daha kavurun. Az biraz karabiber ve tuz ilave edip kavurmaya devam edin.
  3. Biberlerin rengi çok az dönünce kremayı ilave edin. Çok sulu olmasını istemiyorsanız krema miktarını daha az tutabilirsiniz.
  4. Diğer baharatlarıda ilave edip bir kere karıştırın. Yayvan bir fırın kabına alıp üzerine bol kaşar peynirini serpiştirin. Üzeri kızarana kadar fırında pişirin.
Afiyet olsun...

Yüzyılın Klasiği Tarhana Çorbası

Tarhana Çorbası

Tarhana çorbası deyince aklıma hep rahmetli babaannecim gelir. Ne zaman evde tarhana pişse canım memleketim O'nun o sıcacık evinin minicik mutfağında bulurum kendimi. Tarhana her derde deva derdi babaannem. Kahvaltıda, yemekte her zaman her yerde yenirdi. Özellikle kahvaltıya o mis gibi tarhana kokusuyla uyanmak ayrı bir keyifti. Rabbim mekanını cennet kılsın babaannecim..

Malzemeler
  • Şöyle güzelinden 3 yemek kaşığı tarhana (Ben uşak tarhanası kullandım)
  • 4 su bardağı soğuk su
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 diş sarımsak (Ben eklemedim bu aralarda sarımsağa karşı hassasiyetim olduğu için, ama size mutlaka eklemenizi öneririm.)
  • Varsa minik acı biberlerden (Tarhananın acısı makbuldür der babam ;))
  • Tereyağ
  • Tuz - karabiber
  • 1 tavuk bulyon (ah taze tavuk suyum olsa!!!)
Yapılışı
  1. Tencerede tereyağını hafifçe eritip salçayı kavurun. Sarmısakları halkalar halinde doğrayıp ekleyin. Onlarıda bir güzel kavurun.
  2. Suyu yavaşça tencereye ekleyinki bir anda her yeriniz salça olmasın.
  3. Tarhanasını da ekleyip bir güzel karıştırmaya başlayın. Eğer iyi tarhanaysa hiç topaklanmadan dağılıp gidecektir. Ama oldu da topaklandı tahta kaşığın arkasıyla ezebilirsiniz.
  4. Kaynamaya başlayana kadar karıştırın. Kaynayınca bulyonu atıp erimesini sağlayın. Tuzunu ve biberini ekleyin. 2-3 dakika altı kısık tıkırdatın.
Afiyetler olsun...

1 Ekim 2007 Pazartesi

Minicik İftar

minicik_iftar
Pazar günü eşimle sevimli bir iftar yemeği yedik başbaşa. Uzun zamandır böyle yalnız iftar yapmamıştık. Zaten benim ısrarım olmasa heralde bu seferde yapamazdık :) Eşim sabahtan yok şunları arasana gidelim, ya da çağıralım dedi durdu. Israrla hayır dedim ben seninle evimizde yalnız yapmak istiyorum iftarımızı. :) Bana pek güvenemedi heralde gün boyu durmadan ee şimdi ne yapacaksın iftara deyip durdu. Yok şunu da yap, yok bunu da.. İnsanın karnı açken gözünü doyurmak mümkün değil :) Oysa gayette doyurucu bir menü hazırladım. Zaten yemeklerin yarısı kalınca kendisi de bu fikrimi onayladı. Valla dostlarla yapılan iftarlar ayrı, insan yine de başbaşa yapılan iftarların tadına doyamıyor :). İşte iftar menüm, yani sizcede doyurucu değil mi?
Tarhana Çorbası



korilitavukkavurma2


firinmakarna2
Blog Widget by LinkWithin