30 Nisan 2007 Pazartesi

Hafta sonu Emirgan ve senenin ilk mangalı





Haftasonlarını çok sevdiğimi artık herkes biliyor ama ben yine de dile getirmeden geçemeyeceğim. Özellikle de bu hafta sonundaki gibi mis gibi, cıvıl cıvıl bir hava olunca tadından yenmiyor. Cuma günü Rusya'dan çok sevdiğimiz arkadaşlarımız Yücel ve Ira geldiler. Onlar her geldiklerinde İstanbul'da sık sık gitmediğimiz veya hiç görmediğimiz yerlere gitmeye özen gösteriyoruz. Böylece yeni mekanları beraber keşfediyor hem de içinde yaşarken farkına varmadığımız İstanbul'un güzelliklerini yeniden keşfediyoruz. Onların gelişi turistik gezilerle İstanbul ziyafeti oluyor bizim için. Cumartesi'de bu ziyafetlerden birini Emirgan'da yaşadık. Geçen sene başlatılan Lale Festival'inin ikincisi aynı keyif ve renk ziyafetiyle bu sene de Emirgan'daydı. İşte sizinle paylaşmak istediğim bir kaç kare. İsterseniz resimlerin üzerine tıklayıp büyük hallerini açarak masaüstünüze bu manzaraları taşıyabilirsiniz. Ben öyle yaptım, böylece bir sonraki hafta sonuna kadar bu güzellikler hep benimle olacak.
Emirgan'ın meşhur köşklerinden Sarı Köşk'te uygun fiyata açık büfe kahvaltı veriyorlar. Manzara ve temiz havada hediyesi. Güzel bir masaya yerleşip nefis bir kahvaltı etmenin tadını çıkararak kendimi eski zamanların İstanbul'unda hissettim. Kim bilir ne kadar güzel bir keyifti o zamanlar İstanbul'da yaşam..






Pazar günüde aynen cumartesi gibi dopdolu geçti. Senenin ilk mangalını terasımızda yaptık. Böylece hem terasda mangal sezonu açılmış hemde kışın kapalı olan terasımız yaza merhaba demiş oldu. Mangal deyince işin elbetteki en önemli kısmı ve mangalın ana kahramını etlerdir. Bu konuda çok başarılı olan eşim hemen kollayı sıvayıp mutfağa girdi. (Bayılıyorum mangala!;)). Tüm gün mutfaktaydık, eşim biryandan etleri hazırlarken bende menünün kalan kısmını hazırlamakla uğraştım. Bu arada sevgili Ira şaşkın şaşkın biz türklerin bu yemek olayına düşkünlüğüne bakıyor ve inanamıyordu. Yani o da haklı. Sonuçta hangi memlekette yemek deyince akan sular durur. Helede bizim ailede :)... Sloganımız neydi tekrar edelim o halde "Yaşasın Yemek Yemek!".

Ve işte mangal menümüz:









  • Eşimin özel inegöl köftesi, soya sos terbiyeli tavuk şiş, biberli zeytinyağ ile terbiye edilmiş tavuk şiş, terbiyeli kuzu şiş

Patates Püresi

patatespuresi

Evlendikten sonraki ilk yemek davetlerinde, ki kayınvalidemler bunlara ziyafet diyorlar, fiks menüde her zaman patates püresinin yer aldığına tanık oldum. Kayınvalidemlerde ağırladığımız ilk misafirde bu sefer püreyi ben hazırladım. Tabii annemden öğrendiğim usulüyle. Ve o günden beride bu iş hep benim usülümde yapılıyor. Farklısının tadını artık beğenmez oldular :). İşte size bu inanılmaz lezzetli patates püresinin tarifi:

Malzemeler
  • 5 orta boy patates
  • 1/2 kg kadar süt (burası biraz sizin pürenizi ne kadar akışkan istediğinize bağlı, dikkat edin püre çorbası olmasın ki benim bir kere başıma geldi :))
  • Tuz
  • Tereyağ
Yapılışı
  1. Patatesleri soyun ve iri küpler halinde doğrayın. Zaten el blendarından geçeceği için çok küçük doğramanıza gerek yok ;)
  2. Çelik bir dencereye doğradığınız patatesleri koyun. İçine hafif üzerlerine çıkacak kadar süt ekleyin. Az eklemiş olmanız önemli değil blendardan geçirirken isterseniz daha da süt ilave ederek kıvamını daha akıcı yapabilirsiniz. Yeterki çok olmasın. O zaman nişasta ile koyultmanız gerekir. Yada ayrı bir tencerede patates haşlayıp eklemeniz ki bu da asıl lezzetini bozabilir. İşte benim püremin sırrı bu: patatesler suda değil doğrudan sütte haşlanıyorlar. Böylece haşlanırken sütü çeken patateslerin lezzetine lezzet katılıyor.
  3. Arzu ettiğiniz kadar tuz ve tereyağ parçalarını da sütün içine katın. Arada dibi tutmasın diye karıştırarark patateslerin iyice yumuşamasını sağlayın.
  4. Patatesler yumuşayınca ocağın altını kapatıp blendardan geçirin. Servis etmeden önce blendardan geçirirseniz daha iyi olur. Servis ederken kuru nane veya pul biber ile süsleyebilirsiniz..
Afiyet olsun...

24 Nisan 2007 Salı

Kutlama


İlk gün gibi sanki her sene
Baksana ne çabuk geçti üç sene
Kapat aç gözlerini
Bak geçecek daha çoook sene...

22 Nisan 2007 Pazar

Lezzetli geçen hafta sonu 3 yeni tarif :)

Son çook çikolatalı tarifimden sonra kıyamadım buraya tarif koymaya :) Ama yeter dimi yeni tariflere yelken açmak lazım. Ama bu demek değilki en sevdiğim ve eminim tüm dünyanın en sevdiği malzeme olan çikolatadan vazgeçtim, aslaaaa. :) Eşim duymasın bunları dediğimi beni vazgeçirmeye çalışıyor sürekli."Aşkım lütfen artık pasta yemee, bık artık şu pastadan" der durur. Ama napiim çok güzell, hem ne demişler "Aklımda kalacağına, midemde kalsın.".
Şimdi yeni ilk uğradığım liman "çook sağlıklı Mısırlı Tonlu Salata". Bu kadar tatlıdan sonra midenin biraz yeşilliği ve omegayı alması lazımki kıymet bilsin. Arada sağlıklı limanlara uğrayayımki yoğun kalorilerde kaçamak fırsatım olsun, di mi canım :P
Ardından "ufacık tefecik içi dolu pizzacık" geliyor karşınıza. Biraz gemim rotayı şaştı bak ısrarla beni kalorilere yöneltiyor. Ama bu tarifte soya yağı kullandım bir gr tereyağ yok buda güzel bir kaçış.
Veee yine yapacağımı yaptım. Hemen kaçamak yaptım. Karşınızda "Rokoko - Karlı Dağ". Tamam biliyorum bu biraz hızlı oldu ama napiiimm... İya'mın dediği gibi yapmam lazımdı, "teyzesi vızlı gitme, vavaş git". :)
Tamam sustum ve işte güzeller güzeller hafta sonu tariflerim karşınızda, Afiyetler olsun.. Ta daaa...

Rokoko - Karlı Dağ

rokoko

Annem bu tarifi ne zaman yapsa gününde tüketirtik. Ertesi güne kalan rokokoya hiç tanık olmadım. Özellikle sıcak yaz günlerinde inanılmaz giderdi. Cumartesi günü hazır havalar güzelleşmeye (gerçi bu sene pek kötü hava da görmedik ama olsun baharın tadı bir başka..) ve yazın cıvıltısı evlerimize dolmaya başlarken bu güzel tatlıyı misafirlerime yapmaya karar verdim. Ve gelenek bozulmadı kendime sakladığım bir iki dilim dışında tatlıdan eser kalmadı :) O da dün gelen misafirlerime kısmet oldu ve annemin nefis rokokosunun şanı aynen devam etti.. Eminim sizde yaptığınızda bu gelenek bozulmayacaktır ;)
Üzerine serpilen hindistan cevizi ve yuvarlak dağ görünümü pastanın "Karlı Dağ" diye adlandırılmasına da neden olmuştur ki eltim bu şekilde isimlendirmeyi daha uygun buldu :)
Rokoko ile ilk Divan Pastanesi'nde tanışmıştım küçükken. Çok daha farklı bir lezzetti ordaki, yoğun dondurma ve krema tadı alıyorduk yerken. Benim tarifteki lezzet tamamen başka. Anladımki aslında rokokanın tek bir tipi yok. Rokoka buzlukta dondurulmak suretiyle soğuk yapılan pastalara verilen isim :) Hadi bakalım buda genel kültür olsun..

rokoko2

Malzemeler
  • 5 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 2 paket toz krem şanti
  • 1 su bardağı soğuk süt
  • 3 paket pötibör bisküvi (175 gr x 3 = 525 gr )
  • Üzerine dökmek için Dr.Oetker çikolata sos
  • Süslemek için hindistan cevizi
Yapılışı
  1. Bisküviler çok ince parçalanmamak koşulu ile iyice parçalanır. Arada iri parçaların kalması pastayı yerken ağıza gelmelerine ve güzel lezzet vermelerini sağlıyor :). Çocukken öyle çok kapsamlı robotlardan bulunmadığı için evlerimizde, bisküvileri bir poşete doldurur, üzerine bir el bezi örter ve çekiçle döverek kırardık.
  2. Bir kapta yumurta ve şeker iyice krema kıvamına gelinceye kadar mikserin yüksek devrinde çırpılır. Bu pastanın yapılışında herhangi bir pişirme olmadığı için malzemelerin çok iyi çırpılması gerekiyor.
  3. Ayrı bir kapta 2 paket krem şanti 1 bardak süt ile çırpılır.
  4. Bisküviler, krem şanti ve yumurtalı karışım derince bir kapta bir kaşık yardımıyla karıştırılır.
  5. Karışım temiz bir poşete doldurulur ve şeklini almasını istediğiniz kaba poşetle birlikte konulur. Derin dondurucuda iyice sertleşene kadar bekletilir. Genelde bir gün önceden yapıldığında daha güzel oluyor ;)
  6. Servis yapılmadan önce çikolata sos hazırlanır. Biraz soğutulur.
  7. Servis tabağına poşetteki karışım ters çevrilerek alınır. Poşete konduğu için girdiği kalıbın şeklini alması ve dondurucan çıktıktan sonra bile kolay kalıbından çıkması sağlanmış olur.
  8. Üzerine çikolata sos dökülür ve hindistan cevizi ile karlar yağdırılır. Bu sene kar görmek nasip olmadı istanbul'dakilere buda bir çeşit kar ziyafeti olsun..
Afiyetler olsun...

Ufacık (!) Tefecik İçi Dolu Pizzacık (Etnik Pizza)

etnikpizza01K

Bu tarifi ilk denediğimde yaklaşık 50 kişilik misafir ağırlamıştım. Ve inanın adındaki ünlemden de anlayacağınız üzere çok rahat yetti ve arttı bile. Tabii servis yaparken büyük dilimler değil küçük dilimler kullanmak işin sırrı ;) Aslen tarifin orjinal adı "Etnik Pizza", ve tarif Sahrap Soysal'dan. İlk uygulamamdan beri beni hiç şaşırtmayan ve süprizi olmayan bir tarif. En güzel yanıda her ne kadar tarifte belli malzemeler ve ölçüler versede siz kendi arzunuza göre istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. :) İşte benim uyguladığım hali...

etnikpizza06K

Malzemeler
  • 4 adet yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1/2 su bardağı sıvıyağ
  • 3 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 adet normal boy sosis
  • 1 su bardağı doğranmış yeşil zeytin
  • 1 su bardağı rendelenmiş hellim peyniri (herhangi bir peynir olabilir, en yakışanı beyaz peynir. Bu seferlik bende olmadığı için hellim kullandım)
  • 2 adet yeşil sivri biber
  • 2 adet orta boy domates
  • 1'er çay kaşığı tuz, karabiber
  • 1 çorba kaşığı kuru fesleğen
Yapılışı
  1. Sosisleri, biberleri küçük küpler halinde doğrayın.
  2. Domatesleri içindeki çekirdekleri çıkararak kabuklarıyla beraber küçük küpler halinde doğrayın. (Sahrap Hanımdan dipnot: Sulu kısımları alınan domates hamuru sulandırmaz, sadece tat verir.)
  3. Yumurta, yoğurt ve sıvıyağı mikserin yüksek devrinde 2-3 dakika çırpın.
  4. Kabartma tozu ve unu karışıma ilave edip çırpmaya devam edin. Bu aşamada hamur miksere epeyce dolanıyor onun için tüm malzeme karışınca kaşıkla karıştırmanızı tavsiye ederim. Ama eğer mikseriniz Kitchen Aid tipi güçlü motora sahipse kullanabilirsiniz. (Eşim sağolsun :). Daha önce el mikseri ile yapmıştım epey uğraştım makineyi temizlemek için.)
  5. Hamur karışımına tüm iç malzemesini (peynir, sosis, domates, biber, baharatlar) ilave edip tahta kaşıkla karıştırın.
  6. Tarifte 30-35 cm'lik kare veya dikdörtgen kalıbını öneriyor ama ben daha önce büyük boy kare borcamda, bu seferde büyük yuvarlak kelepçe kalıpta pişirdim. Bu kısmı birazda sizin nasıl bir kalıp kullanmak istediğinize baplı. Ama pizza biraz büyük olduğu için geniş kalıp tercih edin. Ve kalıbı önce mutlaka yağlayın.
  7. Pizzayı 5 dakika önceden ısıttığınız fırında 175 derecede üzeri iyice kızarana kadar, yaklaşık 40 dakika pişirin. Sıcak ya da ılık servis yapın. Özellikle pazar kahvaltılarında birebir..
Afiyet olsun...



Lezzet Şubat 2010 - Etnik Pizza

Lezzet dergisi subat 2010 sayısında bu tarifim yayınlandı. Ama servisi minik kareler halinde yaptım.. O şekilde hoş bir sunum elde ediyorsunuz.. Afiyetle...

Çoook Sağlıklı Mısırlı Tonlu Salata

Picture388K

Buzdolabımı açtım birde ne göreyim yiyecek hiçbirşey yok. Ablamda öyle diyor hep. Hatta dün beni yeğenime şikayet ediyor. "İya bu teyzenin dolabı neden gene boşş!!". Ama benim sağlıklı birşeyler yemem lazım.. Saate bakıyorum markete gitmek için erken yada geç değil ama ben çok tembelim. Napsam napsam.. hım.. Baktım taze soğanlarım, maydanozlarım öyle yeşil yeşil duruyorlar. Hım ton balığıda yan rafta. Kiler dolabımda kesin mısır vardır :) Amaaannn tamamdır demekki market alışverişi biraz daha bekleyebilir. Şöyle sağlıklı bir salata çıkarayım ortaya hemde karnımız doysun :) Sizlere de afiyetler olsun...

Malzemeler
Aslında salatalarda malzemeleri ölçülendirmek ne derece doğrudur bilmem. Sonuçta salata insanların ekşi sevmesi, tatlı sevmesine göre yada hangi malzemeyi daha çok yemek istemesine göre değişir. Ama olsun benimkine göre ben ölçülendirdim. Siz ben bunu beğenmedim isteğime göre karıştırırım demekte elbetteki özgürsünüz ;)
  • 5 adet taze soğan
  • 1/2 demet maydanoz
  • 1 su bardağı tane mısır
  • 2 adet kırmızı biber
  • 1 kutu konserve ton balığı
Sos için
  • 2 yemek kaşığı hardal
  • 1 limon
  • zeytinyağ
  • tuz
Yapılışı
  1. Maydanozları incecik kıyın. (sevgili eşim maydanozun faydalarından yararlansın diye olabildiğince ince kıyıyorum. Başka türlü ağzına sürmüyor. Gerçi okadar uğraşmama rağmen çok maydanozlu olmuş dedi ama napimm :( bu besinden faydalanması lazım :) ne kadar düşünceliyim :P)
  2. Soğanları ve kırmızı biberleri küçük halkalar halinde doğrayın
  3. Tüm malzemeleri çukur bir kasede karıştırın. Ton balığının yağını süzmeden salataya ekleyin.
  4. Salatanın sosunu hazırlamak için önce limonu sıkın. Limon suyunu, hardalı ve arzu ettiğiniz kadar yağ ve tuzu karıştırın. Salatanın üzerinde gezdirin.
  5. Sosu salataya yedirdikten sonra servis yapın..
Afiyet olsun...

18 Nisan 2007 Çarşamba

Çoook Çikolatalı Kek

Cook_Cikolatali_Kek

Nefis! Harika! Hımmm.. İnanılmazz...
Herşey sevgili eşimin "Aşkım sen brownie yapabilirmisin?" demesiyle başladı. Ve pek tabii benim "aaa tabii yaparım" demem ve gecenin 12 sinde çoktan uyumuş olan eşime kek yapmak için mutfağa girmem ile devam etti. Bu arada Salı günlerimin sürekli misafirlerinden canım arkadaşım Nur'da "kızım sen delirdin!" diyerek peşimde eriyen çikolatadan arta kalanları sıyırarak, arta kalan çikolata parçalarından ağzına atarak ve bir yandanda benim bulaşığımı yıkayarak söyleniyordu. Aslında burdaki diğer amaçlarımdan biride evlilik yıldönümümüz için hediyem olan Kitchen Aid'imi denemekti. Ve inanın bu mikser her kuruşuna değer :). Zaten tarifte mikserimle beraber hediye edilen Kay Halsey in Mikser Yemek Kitabından, yani mikser tariflerinide beraberinde getiriyor :P.

Malzemeler
  • 300 gr bitter çikolata (hem ülker bütün hemde damla çikolatayı birleştirdim)
  • 150 gr tereyağ
  • 200 gr pudra şekeri
  • 3 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 75 gr un
  • 75 gr parçalanmış ceviz (tarifte fındık diyor ama ben cevizi tercih ederim :))
  • beyaz çikolata (üzerini süslemek için, tarifte içine 100 gr kadar ekleniyor :) ama okadarda çikolatalı olmasın canım :P)
Yapılışı
  1. Fırını 190 derecede önceden ısıtın. 23 cm'lik kek kalıbını yağlayın. Ben küçük kare borcam kullandım. Gayet kullanışlı.
  2. Çikolata ile tereyağını beraber benmari usulünde eritin. (Benmari Yöntemi:Bir sos tenceresine kaynar suyu koyun. Üzerine suya değmecek derinlikte başka bir metal kase koyun. Malzemeyi bunun içine koyun. Ocağın altını açın. Kaynar suyun buharıyla malzemenin erimesini sağlayın.)
  3. Şekeri yumurta ile yüksek hızda çırpın. Bir yandan çırparken erimiş çikolatayı ilave edin. Hepsi karışınca bir süre soğumaya bırakın.
  4. Soğuyan karışıma un, kabartma tozu ve cevizi ilave edin. Bir süre düşük hızda çırpın.
  5. Karışımın tamamını pişirme kabına alın 25-30 dakika süreyle, kek katılaşana kadar pişirin.
  6. Fırından çıkardıktan sonra bir süre soğumasını bekleyin. Servis yaparken üzerine beyaz çikolata rendeleyin. Bunun yanında en güzel bir fincan kahvedir bence ama siz arzunuza göre yanında dondurma ile de servis yapabilirsiniz..
Afiyet olsun...

17 Nisan 2007 Salı

#21 Tavuk Ye

Öncelikle etkinliğin ev sahibi Yemek Aşkı - Emel'e beni de misafir ettiği için çok teşşekkür eder ve en kolaylıkların kendisine gelmesini temenni ederim.

Bu etkinlik benim ilk etkinliğim olduğu için biraz heyecanlıyım. Özellikle kendi tariflerimi kullanmayı tercih ettim. İşte 3 tarifle karşınızdayım. Vatana millete hayırlı olsun.. :)

Tariflerim aslında çok bilinmeyen şeyler değil ama biraz ondan biraz bundan genellikle benim gibi çalışan, vakti az olan ama yinede misafir ağırlamaktan ve onlara değişik lezzetler sunmaktan hiç usanmayanlar için.




Fırında Beşamelli Tavuk

Ve Tavuk Etkinliği için son tarifim karşınızda. Ben mutfakta tarifimi hazırlarken arkadaşlarım "vayy demek yasemin mutfakta'yı canlı seyretmekte nasipmiş" diye benimle dalga geçiyorlardı. Oysa ne kadar şanslılar farkında değiller :P. Şaka bir yana gerçekten hem beni hemde çevremi çok sardı bu iş, artık kendi tariflerimde bile öyle biraz şundan biraz bundan yapamıyorum. İllaki herşeyden ne kadar koyduğumu ölçüsünü bir yere not ediyorum, yoksa siteye koymuyorum :) . Şimdi geçelim tarifimize...

Malzemeler
  • 6 parça tavuk but
  • 2 havuç
  • 1 su bardağı bezelye
  • 1 soğan
  • 2 orta boy patates
  • 1 su bardağı kaynar su
  • pul biber
  • kekik
  • karabiber
  • tuz
Beşamel Sos için
  • 3 su bardağı süt
  • 3 diş sarımsak
  • 3 yemek kaşığı un
  • Tereyağ
Yapılışı
  1. Tavuk butlarını az yağ koyduğunuz tavada çevirin biraz pişince karabiber ve kaynar suyu ekleyin. İyice haşlansınlar. Altını kapatın.
  2. Başka bir tencerede küpler halinde doğradığınız soğan ve havuçları az zeytinyağ ile kavurun. Üzerine yine küp şeklinde doğranmış patatesleri ilave edin. Hafifçe kavurun.
  3. Sebze karışımının içine bezelyeleride ekleyin. Bu arada tavuğun suyunu süzün ve sebze karışımına suyunu ilave edin, arzunuza göre tuzunu ekleyin. 3-5 dakika pişirin. Altını kapatın.
  4. Bir sos tenceresinde arzu ettiğiniz kadar tereyağı eritin. 3 diş sarımsağı küçük küçük doğrayın. Sarımsağı tereyağında kavurun.
  5. Tencereye 3 kaşık unu ekleyin ve çok az kavurun. Üzerine sütü yavaş yavaş ve karıştıra karıştıra ilave edin. Burda çırpıcı ile karıştırmak daha pürüzsüz bir sos elde etmenize yardımcı olacaktır. (Çırpıcı derken bu çırpma telini kastediyorum, mikser değil.)
  6. Tüm sütü ilave ettikten sonra sosunuzun biraz pişmesini ve kaynamasını bekleyin. Bu arada sürekli karıştırın dibi tutmasın.
  7. Fırın kabınıza tavukları koyun. Tavuk sulu sebze karışımını dökün. Kekik ve pul biber ile baharatlandırın. Üzerini tamamen kaplayacak şekilde beşamel sosunuzu dökün.
  8. 180 derecede önceden ısıttığınız fırında sosun üzeri kızarana kadar pişirin.
Afiyet olsun...


16 Nisan 2007 Pazartesi

Saklı Tavuk :)

Bu yemeğe ne isim vereceğimi bilemedim bende böyle bir isim verdim :) İçine çatalı daldırmadan içinde tavuk olduğunu anlayamayacağınız bir yemek bu çünkü. Aslında gizli tavukta diyebilirdim ama oda çok gizemli olurdu canım bu kadarda abartmayalım :P. Şimdi efendim elde kalanları değerlendirelim bir kaç güzel lezzeti biraraya getirelim dedim ve ortaya çok keyifli, baharatlı ve hafif bir yemek çıktı. Hazırlaması sadece 15 dakika olan bu yemek tüm acelesi olan ama değişik lezzetler denemek isteyenlere tavsiye olunur...

Malzemeler
  • 6 parça kemiksiz but
  • 2 adet yufka
  • kekik
  • pulbiber
  • tuz
  • zeytinyağ
  • karabiber
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı ufalanmış peynir
  • 1/2 çaybardağı kaynar su
Yapılışı
  1. Tavukları ufak ufak parçalara kesin ve az zeytinyağı konmuş hafif çukur bir tavada çevirin. altlı üstlü iyice pişsinler. Bu arada kızarmaya başlayınca suyu ilave edin, arzu ettiğiniz kadar karabiber ekleyin ve kapağını kapatın.
  2. 5 tane sufle kabını veya küçük fırın kaplarını zeytinyağı ile yağlayın.
  3. Yufkaları kapların içini örtecek ve üstünü kapatacak şekilde parçalara ayırıp sufle kaplarına yerleştirin.
  4. Bu arada iyice pişen tavuklarınızın altını kapatın. Suyunu dökmeden sadece tavuk parçalarını yufkaların içine paylaştırın.
  5. Biraz tuz, kekik ve pul biber serpin.
  6. Peyniri kaplara bölüştürün.
  7. Üzerlerine tavada kalan tavuk suyunu bölüştürün.
  8. Yumurtayı küçük bir kasede çatal ile çırpın.
  9. Yufkaların ağzını kapatın ve yumurtayı üzerlerine sürün.
  10. 180 derecede önceden ısıttığınız fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.
Afiyet olsun...

Tavuklu Mısır Çorbası

tavuklumisircorbasi07

Bu hafta ilk etkinlik haftam olduğu üzere çoğunlukla tavuklu tarifler vereceğim size önce çok güzel içinizi ısıtacak bir çorba tarifi vereyim. Bu çorbanın benzerini ilk çin lokantasında içmiştim. O gün bugündür yapmaya hevesim vardı. En son bir kaç tarif ve damak tadımı birleştirip birşeyler ortaya çıkardım. İlk yaptığımda mısırların tamamını hiç ezmeden koymuştum. O zaman bu kadar lezzetli olmuyor. Onun için kesinlikle mısırların bir kısmını iyice ezmenizi tavsiye ederim (Ben rondodan geçirdim). Hem çorbaya kıvam katıyor hemde yoğun mısır tadını daha iyi alıyorsunuz... :)

Malzemeler
  • 1 su bardağı ezilmiş mısır
  • 1 su bardağı tane mısır
  • 5 su bardağı kaynar su
  • 2 orta boy patates
  • 1 adet sivri yeşil biber (tercihen acı olması iyi olur bu çorbaya acılık çok yakışıyor)
  • yarım su bardağı ince kıyılmış maydanoz
  • 1 adet yumurta
  • 2 tavuk göğüs
  • Zeytinyağ
  • tuz
Yapılışı
  1. Tavukları küçük küpler halinde doğrayın bir tavada az yağ ile çevirin, 1 su bardağı kaynar su ve biraz tuz ilave ederek haşlanmaya bırakın. Haşlanınca altını kapatın. Kendi suyunda kalsın.
  2. Patatesleri soyup küçük küpler halinde doğrayın. Başka bir tencerede az yağ ile kavurun.
  3. Biberi ince halkalar halinde doğrayın ve patateslere ekleyin.
  4. Üzerine 4 bardak kaynar suyu, tavuğuda suyuyla beraber ekleyin. Çorbanın duruluk kıvamına göre daha kaynar su ilave edebilir yada daha az su ilave edebilirsiniz burası size kalmış :)
  5. Tuzunu arzunuza göre ayarlayın.
  6. 1 bardak ezilmiş mısırları ve mısır tanelerini ekleyin. Bir taşım kaynatın.
  7. Küçük bir kasede yumurtayı çatalla çırbın. Çorba kaynarken üzerine yavaş yavaş ekleyin. Bu arada yumurta sıcakla hemen pişecektir. Özellikle beyaz kısmı dalga dalga olur bu çorbaya hem estetik bir görüntü hem de lezzet katacaktır. Paniğe gerek yok.. ;)
  8. Maydanozlarıda ilave edip altını kapatın. Sıcakken servis yapın.. Servis yaparken üzerine acı sos veya pul biber dökebilirsiniz..
Afiyet olsun..

12 Nisan 2007 Perşembe

Yedi Tahıllı Ekmek

yeditahilliekmek

Dün akşam pratik yemek yapma akşamımdı. Buda pratik ekmek :). Bir gece önceden hazırladığım ekmeğim Söke Yedi Tahıllı Un Karışımdan gene şahane yumuşaçık ve çok sağlıklı bir ekmek.

Malzemeler:
  • Söke® Yedi Tahıllı Unu Karışımı
  • Kutunun içinden çıkan 1 poşet instant maya
  • Ilık Su (225ml)
  • Zeytin yağı (arzunuza göre)
Hazırlanışı:

1. Makineye her zaman önce sıvıları koyuyorsunuz. Su ve zeytin yağı bu tarifteki sıvılarımız :)
2. Üzerine un karışımını sıvıları örtecek şekilde ekliyorsunuz.
3. Unun ortasında bir çukur açıp, sıvılara gelmeyecek kadar, mayayı ortasına boşaltıyorsunuz.
4. Makineyi normal ekmek pişirme konumu (1.ayar), dark crust, 2 lb ağırlığını seçiyorsunuz. Ve Başlat düğmesine basıyorsunuz.

Bittiğini bildiren bip sesini duyduğunuz da makinenin fişini çekin ve bırakın ekmeğiniz biraz dinlensin. Ekmeği sıcakken kesmeyin dağılabilir. Afiyet olsun...

Cevizli, Peynirli ve Naneli Börek

Çayın yanında en iyi giden şey ya kektir ya börek :) Eee kaç gündür sürekli kek yapıyorum evde. Böreğin de tatlısından yaptım, bir de tuzlusundan yapayım da tam olsun dedim. Ayrıca fazladan kalan yufkaları değerlendirmenin en pratik yönü onları pişirmektir :). Normalde peynirli börekte hep maydanoz kullanılır ve kimi sever kimi sevmez. Ama ben nane sevmeyeni görmedim. Bu sefer maydonozsuz nane ve peynirli bir börek olsun istedim. Ayrıca ceviz de bunların yanına yakışacak bir lezzetti. Gerçekten yakıştı da. Ceviz böreğin içinde ısınınca sanki pastırma gibi bir lezzet veriyor ama pek tabiki daha sağlıklı :). Öyleki annem bu börekte pastırmamı var bile dedi :))

Malzemeler
  • 4 adet yufka
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 2 su bardağı peynir (arzunuza göre ben tuzsuz peynirleri çok tercih etmiyorum lor gibi bana çok sası bir tadı varmış gibi geliyor. Beyaz peynir veya örgü peyniri güzel oluyor)
  • 1/2 demet kadar taze nane
  • 1 su bardağı kadar ceviz
  • Susam ve çörek otu
Yapılışı
  1. Bir kasede yumurta, süt ve yağı karıştırın.
  2. Naneleri ince ince kıyın. Peynir ile beraber bir kasede karıştırın.
  3. Tepsinizi az miktar yağ ile yağlayın.
  4. Bir kat yufkayı tepsiye serin. Üzerine yumurtalı sütlü karışımla ıslatın.
  5. Üzerine bir kat daha yufka serin bunu da aynı karışımla ıslatın.
  6. Peynirli karışımın yarısını yufkanın üzerine dağıtın
  7. Bir kat yufkayı karışımın üzerine serin ve yeniden ıslatın.
  8. Peynirli karışımın kalan yarısını bir sıra daha dökün. Tüm cevizleri üzerine serpin.
  9. Son yufkayıda tüm katlarını üzerine örtün. Ve son kez ıslatın. Üzerine çörek otu ve susamı serpin.
  10. 180 derece önceden ısıttığınız fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
Afiyet olsun...

Peynirli Çiftlik Eriştesi

CiftlikEristesi

Buyrun size bir can simidi daha :) Dün akşamki menüm benim gibi işten 7 de eve gelip yemeğe misafir çağıran bayanlar için :) Kolay, pratik ve lezzetli.. Bu tarifin en pratik yanı sebze karışımın dahi hazır olması. Piyale'nin Çiftlik Eriştesi çünkü :) Paketin içinden sebzeler dahi çıkıyor. Ben birde ekstradan peynir ilave edip erişte şöleni yaptım arkadaşlara. :) Ama sizde hazır bu paketlerden yoksa normal erişte ile sadece peynirli ve 1 adet domates rendesi ile yapabilirsiniz. O zamanda nefis bir erişte elde edersiniz.

Malzemeler
  • 1 paket Piyale çiftlik eriştesi
  • 3 bardak kaynar su
  • 1 su bardağı peynir (ben tam yağlı örgü peyniri kullandım, ama beyaz peynir daha çok yakışır kanımca)
  • tuz
  • pul biber
  • 2 kaşık tereyağ
Yapılışı
  1. Tereyağını tencerede kızdırın.
  2. Erişteleri ekleyin ve yağda 2-3 dakika kavurun.
  3. Üzerine kaynar suyu, sebze karışımını ve tuzunu ilave edin. Kapağını kapatın.
  4. Tüm suyu çekince peynirin bir kısmını üzerine dökün ve karıştırın. Peynir iyice eriştelerin arasına karışsın.
  5. Peynir iyice eriyince ocaktan servis tabağına alın. Üzerine kalan peyniri ve pul biberi serpin.
Afiyet olsun...

Domatesli Tel Şehriye Çorbası ve Tam Buğday Unlu Cevizli Zeytinli Ekmek

Tel_Sehriye_Corbasi

Bu çorba acil misafirlerde resmen cankurtaran simidi gibi :). Birkere sevilmeme gibi bir riske girmiyorsun çünkü herkes şehriye çorbasını sever, ikinciside hazırlaması çok kolay, üçüncü ve en önemliside lezzet konusunda garantiniz var. Bende dün akşam gelen misafirlerime en pratik cinsinden bu çorbayı ikram ettim :) İkiside bayıldı.. Afiyetler olsun efem :)

Malzemeler
  • 1,5 lt kaynar su (varsa bir miktar tavuk suyu ile birleştirin daha lezzetli oluyor, yoksa 1 tablet tavuk bulyonda kullanabilirsiniz.)
  • 3 domates rendelenmiş
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağ
  • tuz
  • 3 avuç kadar tel şehriye
  • Süslemek için kuru nane
Yapılışı
  1. Tencerede tereyağ ve zeytinyağını kızdırın.
  2. Rendelediğiniz domatesleri ve salçayı yağın içinde bir 5 dakika kavurun.
  3. Üzerine kaynar suyu (menümde tavuk olunca onun suyundanda ekledim) dökün.
  4. Tuzunu ekleyin, bir taşım kaynatın.
  5. Şehriyeleri ilave edin. Şehriyeler iyice yumuşayana kadar kaynatmaya devam edin.
  6. Altını kısıp biraz tıkırdatın (Bu tabiri ilk annemden duymuştum. Tencerede yemek kaynarken tıkırtı ile alakalı bir ses çıkmasada neden bu tabir kullanılır bilmem ama benim çok hoşuma gidiyor. Tıkırdatın bakalım :)) )
  7. Servis etmeden önce üzerine kuru nane ile süsleyin.
Afiyet olsun...




(17/11/2008 Güncelleme) Bilmem farkettiniz mi, sitemdeki fotoğrafları güncelliyorum.. Beğenmediklerimi daha güzel çekmeye çalışıyorum. İşte bu değişimin ilk meyvesi bu güzel çorbada oldu. Şimdi çorbanın fotoğrafı değişti ayrı ama yanına da aperatif olarak ekmek geldi. Eee bunun da tarifini vermek gerek.

Tam Buğday Unlu Cevizli Zeytinli Ekmek

Malzemeler
  • Söke® Tam Buğday Unu Karışımı
  • 1 paket Söke® instant maya
  • 100 ml süt
  • 220 ml ılık süt
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 su bardağı dilimlenmiş çekirdeği çıkarılmış siyah zeytin
  • 1/2 su bardağı iri kıyılmış ceviz
Yapılışı
  1. Önce sıvı malzemeleri süt, su ve zeytinyağını ekmek makinenizin haznesine koyun.
  2. Üzerini tamamen kapatacak şekilde unu ilave edin.
  3. Unun ortasına mayayı dökün.
  4. Makineyi normal ekmek pişirme konumu (1.ayar), dark crust, 2 lb ağırlığında çalıştırın.
  5. İlk bipten sonra zeytin ve cevizi ilave edin.
  6. Yaklaşık üç saat sonra ekmeğiniz hazır. Biraz makine içinde dinlendirin. Ilındıktan sonra servis yapabilirsiniz.
Afiyet olsun...

11 Nisan 2007 Çarşamba

Bende Sobelendim :)

Bu kovalamaca çok eğlenceli birşeymiş ya. Sevgili Nur beni sobelemiş. Hem de en sevdiğim tatlı olan profiterolle. Artık bu tarifi uygulamak bana farz oldu. Yanındada nefis bir limonata.
Bu oyunda bana en zor gelen kısım ithaf edeceğim kişileri bulmak. Hem az kişi tanımamdan hemde kimin sayfasına baksam çoktan sobelenmiş olduğunu gördüm.. Şimdi bakalım bulabildiğim kadar sobeledim :)

Şimdi geçelim oyunun soru ve bendeki cevaplarına;

1.1 Daha önce yaşadığım 3 şehir
8 yaşıma kadar Denizli'nin Çivril ilçesi, ondan sonra da hep İstanbul. Annemin dediğine göre bebekken İzmir, İstanbul arasında gidip gelmişiz kısa süreler ama hatırlamadığıma göre yaşadım diyemem di mi? :)

1.2 Tatil için gittiğim ve önerdiğim 3 yer
Kesinlikle gidilmesi ve görülmesi gereken yerler, Moskova-Rusya (bir hafta sonu yeter artar bile, ama yanınızda muhakkak Rusça bilen olmalı, çünkü Rusların ingilizce problemi mevcut), Floransa-İtalya (en az bir hafta gerek bu ülkenin dünya güzeli şehrinde gezmek için ve avrupa şehri olmasına rağmen çat patta olsa italyanca bilmek veya bilenle gezmek), New York-USA (her gidişimde insanı hayrete düşüren uyumayan şehir NY, ışıkları, kalabalığı, hareketliliği ve gürültüsüyle...)

1.3 Yaşamak istediğim 3 şehir..
Ben canım Türkiyem dışında bir yerde yaşayamam heralde. Ne kadar memleket gezsemde hiçbiri insanın kendi memleketi gibi olmuyor. Türkiye içinde de yaşayabileceğim iki şehir var biri İzmir biride İstanbul. Nede olsa alıştık bir kere metropolitan hayatına :) Bu da ne demekse bak şimdi.. Ama illaki bir 3.söylemem gerekirse ufak bir kıyı bölgesinde yaşamak isterdim mesela Ayvalık olabilir. :)

2.1 Şu andaki Mesleğim
Üniversiteden Bilgisayar Mühendisi olarak mezun olduğumdan beri aynen mesleğimi yapmaya devam ediyorum.

2.2 Dünyaya yeniden gelseydim
Bu çok ütopik bir hayal olduğu için ben bu dünyada hali hazırda yaşarken yeni dünyalar kurmayı tercih ediyorum. Olmayacak dua ya amin demiyeyim dimi :) Bu dünyada yeni bir yaşam kurmam gerekseydi bunu sakin bir kıyı beldesinde eşimle ve ailemle sevimli bir pansiyon, restaurant işleterek kurmak isterdim...

2.3 Kesinlikle ben yapmak istemezdim dediğim meslek,
Bu soruda Nur'a katılıyorum ben asla Doktor olamazdım. Çünkü çok duygusalım, artık oturur hastalarla beraber ağlar en sonunda bende hasta olurdum :)

3.1 Yaşam felsefemi oluşturan söz
"Cennet tabiki ucuz değil, Cehennem dahi Lüzümsuz Değil" Bediuzzaman Said Nursi

3.2 Bir kitaptan alınma çok sevdiğim bir söz , cümle yada paragraf

Aslında bu alıntı bir kitaptan değil, değer verdiğim bir insanın yazdığı hikayeden...

_ Ölmek için garip bir yol, neden bu kadar uğraştın?
_ Ne için uğraşmışım?
_ Ölmek için. Dağlarda günlerce dolaşmışsın dosyanda böyle yazıyor.
_ Ben ölmek için dolaşmadım, ben aradım.
_ Neyi arıyordun peki?
_ Bir şey aramam gerekmiyordu, ben sadece aradım.
_ Seninki bi kaçış bence. Sende topluma ayak uyduramayıp kaçanlardansın.
_Kaçtığım doğrudur. Her insan kaçar. Bende istemeye istemeye bir Bize aitim ve Bizden kaçtım.

3.3 Çok sevdiğim bir şiir

KALDIRIMLAR

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...

Necip Fazıl Kısakürek



Bu güzel ve lezzetli kahveli kekimi, yanında bir fincan nefis kahve ile sevgili Neslihan, Tijen ve Şükran'a ikram ediyor ve kendilerini bu oyuna davet ediyorum.







Nefis krepi yanında ev yapımı nefis bir reçel çeşitiyle beraber sevgili Zinnur, Zuhal ve Burcu ya ikram ediyor ve kendilerini bu oyuna davet ediyorum.







Benim olay doğum günü kurabiyelerimi yanında nefis bir çay ile beraber Binnur, Burcu ve Melda ya ikram ediyor ve kendilerini bu oyuna davet ediyorum.

10 Nisan 2007 Salı

Çikolatalı, Hurmalı ve Bademli Börek

cikolataliborek01A

Aman Yarabbi! Tarifin adı bile ağzımın sularını akıtmaya yetiyor.. Ama tadı, işte o anlatılmaz yaşanır. Bu tarifi yaptığınızda bir daha korkarım başka tatlıyı buna tercih edemeyeceksiniz. Kesinlikle aldığınız her kaloriye değer :)
Tarif bundan 3,5 sene önce aldığım ama birtürlü hiçbir tarifi uygulamaya fırsatımın olmadığı "Chocolate - cooking with the world's best ingredient" kitabından. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi içinde "Dünyanın en iyi malzemesi" ile yapılan tarifler var. Tarifteki ölçülerle biraz oynadım özellikle yağın oranıyla.
Bu yoğun tarifin yapımıda öyle göründüğü gibi zor değil. Aksine hazırlaması toplasanız 15 dakika sürüyor :) Bu kadar çabuk sonuca ulaşılan bir tarif olması ne kadar güzel dimi?
Evet farkındayım sizde sabırsızlanıyorsunuz. Onun için ben susayım tarif konuşsun, okuyanlara şimdiden afiyetler olsun..

Malzemeler
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 2 adet yufka
  • süslemek için kakao, pudra şekeri ve tarçın
Böreğin iç malzemesi
  • 4 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 su bardağı damla bitter çikolata (arzu ederseniz normal bitteride parçalayabilirsiniz. Sonuçta eritilecek. Damla çikolata ölçüm olarak kolay oluyor hemde kolay eriyor)
  • 1 su bardağı parçalanmış badem
  • 1 su bardağı küçük küpler halinde kesilmiş hurma
  • 1/2 su bardağı toz şeker (hiç koymasanızda olur)
  • 1/2 yemek kaşığı tarçın
Yapılışı
  1. Bir sos tenceresinde yağı ve çikolatayı beraber eritin.
  2. Şeker, badem, hurma ve tarçını çikolataya ilave edin.
  3. Hepsini beraber bir-iki dakika kavurun. Tencerenin altını kapatın.
  4. Yufkayı yarım ay olacak şekilde kesin.
  5. Bir tarafına eritmiş olduğunuz tereyağından sürün ve diğer yarımı üzerine kapatın.
  6. Üstüne iç malzemenin yarısını sürün. Ve iyice yayın.
  7. Uzun rulo olacak halinde sarın ve yuvarlak fırın kabına yerleştirin.
  8. Diğer yufkada da aynı işlemi yaparak onu da ortadaki yufkanın çevresine sarın. ,
  9. 180 derece önceden ısıttığınız fırında yufkaların üzeri kızarana kadar pişirin.
  10. Fırından çıkınca hafif ılımasını bekleyin. Üzerine kakao, tarçın ve pudra şekerini çay süzgeciyle serpebilirsiniz.. Ilık olarak servis yaparsanız daha lezzetli oluyor.
İki kat yufka kullanılmasının sebebi, üsteki pişen yufa kıtır olurken içerdeki yufka hem malzemeyi tutuyor hemde yumuşak kalıyor. Ve tabiki kıtır yufka, yumuşak yufka ve o nefis hurmalı bademli çikolata bir araya gelince... Daha fazla yazamayacağım :))

Ayşenur'un Burdur Sarmaaşı

SarmaAsi

Bu yemek farklı lezzetlerin birarada sunulduğu bir tarif. Tatlı ve tuzlu bu yemekte biraraya geliyor. Ayşenur gelince önce yemeği bir güzel kokladı ve evet koku testinden başarıyla çıktım :) Ta daaa :) Ve sıra tadındaydı, ve oda tamam.. Cumartesi akşamının tarif uygulama şampiyonu Yasemin karşınızda.. Aynen anneminki gibi olmuş vallahi bravo dedi. Ne kadar çok bravo aldım o gece.. Aman insan böyle yaptıkları sevilipte yendimi pek bi seviniyor. Rahmetli babaannem biz yemek yerken "Ama gızım yin gızım, siz yiyince ben doyuyom" derdi hep. İnsan kendi pişirince hakkaten böyle hissediyormuş. Canım babaannem, Allah rahmet eylesin...
Aslen tarifi verirken ölçü kullanmadı Ayşenur, biraz kafamıza göre yaparız dedi. Ama şimdi ben öyle yazamam dimi tariflerimi :) Onun için kendime göre ölçülendirdim. Ayşenur'dan da onayı aldığıma göre size aynen iletiyorum.

Malzemeler
  • 2 su bardağı pilavlık bulgur
  • 3 su bardağı kaynar su
  • 1 baş kuru soğan
  • zeytinyağ (arzu ettiğini kadar, bu kısmı babaannemin değişiyle "El Terazi, Göz Mizan")
  • 1 su bardağı parçalanmış ceviz ama öyle çok parçalı olmayacak yerken ağza gelecek
  • kuru nane
  • 5 yemek kaşığı tahin
  • 1 su bardağı parçalanmış beyaz peynir
  • tuz
  • Haşlanmış veya salamura yenmeye hazır asma yaprağı
  • Servis için yanında kornişon turşu
Yapılışı
  1. Soğanları yağda kavurun
  2. Cevizleri ve kuru naneyi ekleyin. Hepsini beraber kavurun.
  3. Suyu, tuzu ve bulguru ekleyin. Bir kere karıştırdıktan sonra aynen bulgur pilavı gibi pişmesini bekleyin.
  4. Pişince altını kapatın. Tahini ekleyin ve iyice karıştırın. Tahin tüm pilava karışsın.
  5. Peynirleride üzerine serpin ve kapağını kapatın. Kendi sıcaklığıyla peynirler iyice erisin.
  6. Ilık olarak yanında asma yaprağı ve turşu ile servis edin. İsteyen asma yaprağına sarma gibi sararak, isteyen kaşık kaşık yiyebilir. Ve bu yemeğin yanında önerilen tek içecek bir bardak mis gibi siyah çay :)
Ertesi gün kalanı yaprağa sarıp az biraz su ile pişirebilir ve o şekilde de tüketebilirsiniz. Ama benim tahminim lezzetine doyamayan misafirleriniz tamamını bitirecekler :)

Afiyet olsun, ve yeniden teşekkürler Ayşenur ve Annesi...

Kahveli Kek

KahveliKek

En sevdiğim içecek olan kahvenin en sevdiğim abur cubur olan kekle birleşmesi benim için en sevdiğim tatlıyı ortaya çıkardı. Aslında cumartesi akşamı için aklımda kek yapma fikri yoktu. Ama son anda canım birde kek çırpıveriyim dedim. Aman ne iyi demişim. Bence bunu sık sık söylemeliyim. Bu olağanüstü kekin tarifi Beyaz Mutfak kitabından. Aslen tarifte üzerine karamel sürülüyor ama benim gece için zaten yeterince ağır bir tatlım vardı, bende kekde bu kısmını es geçtim :) Birde tarifi tam okumadan alalacele işe girişinde süt ve kremanın ölçülerini ters yaptım :) Ama bu sonucu değiştirmedi. Sizede aynen kendi yaptığım gibi anlatacağım.. Bu kekin yanında en iyi ne gidiyor biliyormusunuz, Kahve :))

Malzemeler
  • Yarım paket margarin (orjinal tarifte tereyağ diyor ama ben kekde tereyağı kokusunu biraz ağır bulduğum için margarin kullandım)
  • 1 su bardağı artı 1,5 çay bardağı pudra şekeri
  • 5 adet yumurta
  • 2 su bardağı un
  • 1 yemek kaşığı filtre kahve (starbucksın arabian mocha bold aromalı kahvesinden kullandım. Siz herhangi bir granül kahveyi kullanabilirsiniz, aslında birde türk kahvesiyle denemek lazım, hım.. )
  • 1 paket kabartma tozu
  • 50 gr labne peynir
  • 70 ml süt
  • 50 ml krema
Yapılışı
  1. Un, kabartma tozu ve kahveyi karıştırın.
  2. Ayrı bir kapta margarin ve şekeri çırpın. Yumurtaları birer birer ilave ederek çırpın.
  3. Unlu karışıma ekleyin. Süt, krema ve peyniri ekleyip karıştırın. Bu aşamada mikser kullanmadım. Çırpma teli ile karıştırdım. Kekin kabarması için daha iyi bi taktik.
  4. 165 derecede önceden ısıttığınız fırında 40-45 dakika, klasik taktik, kürdan temiz çıkana kadar pişirin.
  5. Arzu ederseniz soğuduktan sonra üzerine karamel sos dökebilir o şekilde servis edebilirsiniz. Ya da benim gibi sadece pudra şekeri ile süsleyebilirsiniz..
Yanında bir fincan filtre kahve ile servis yapmanız özellikle tavsiye edilir.. Afiyet olsun..

9 Nisan 2007 Pazartesi

Cale'nin Gavurdağı Salatası

Gavurdag

Bu güzel ve ferah salatayı Cale teyzem sayesinde bloguma ekliyorum. Salata özellikle et yanında inanılmaz şekilde mideyi hafifletiyor. Ayrıca eğer ağır yemekler olan bir sofra hazırlayacaksanız tercih etmeniz gereken salatalardan biri.
Aslen "gavurdağı" Adana - Gaziantep arasında bulunan ve toros dağlarının güney doğu uzantısında olan bir dağ. Söz konusu dağa, denizden esen kışın sıcak yazın serin ve her zaman nemli rüzgarı geçirmediği için kuzey yamaçlarında oturanlar tarafından takılmış ismi. Güney yamaçtakiler de sıcağı tuttuğu için nur dağı derler hatta bazı haritalarda iki isimle geçer. (kaynak kutsal bilgi kaynağı - ekşi sözlük).
Salata hem acı hemde ekşi tadı barındırması ayrıca küçük parçaların birleşip cevizlerle dağ görüntüsü almasından dolayı bu ismi almış olabilir. Gaziantep yöresine has bir salata.

Malzemeler
  • 5 domates
  • 4 taze soğan (arzuya göre kuru soğanda kullanılabilir ama ben renginden ve lezzetinden dolayı taze soğanı genelde salatalarda tercih ederim.)
  • 1 su bardağı ceviz
  • nar ekşisi
  • maydanoz, nane
  • zeytinyağ
  • tuz
  • 3 acı sivri biber
  • 3 salatalık
Yapılışı
  1. Domates ve salatalıkları küçük küpler şeklinde doğrayın.
  2. Taze soğanları ve sivri biberleri küçük ince halkalar halinde doğrayın.
  3. Arzu ettiğiniz kadar maydanoz ve naneyi ince ince kıyın
  4. Cevizleri çok küçük olmamakla beraber parçalayın.
  5. Tüm malzemeyi karıştırın. üzerine arzu ettiğiniz kadar nar ekşisi, zeytin yağ ve tuz ilave edin.
Afiyet olsun...

8 Nisan 2007 Pazar

Çabuk geçen hafta sonu ve 4 Tarif

Menü
Hafta başladığında biran evvel haftasonunun gelmesini isteriz. Ama işte o kadar çabuk gelen haftasonu o kadar çabuk geçiyor. Bu haftasonu da o pek çabuk geçenlerdendi. İki günde ancak dört tarif uygulayabildim. İnanıyorum ki daha iyi olabilir :)
Cumartesi günü çok sevdiğim arkadaşlarım ve ailemle beraber güzel bir muhabbet ortamı vardı evde. Ablamların da artık Çin'den temelli dönmesiyle ev daha da bir şenlendi. Cümbür cemaat geçen akşamlarımız daha bir anlam kazandı şimdi. Artık tamamlandık :). Özellikle ortada benim ufak yeğen İya (Kendi söylemesiyle, aslında adı Zehra) durmadan eteğime yapışmış "teyzessiiiiii" diye bıcır bıcır dolanıyorsa inanın bu hafta sonlarının çabuk geçmesi insanı daha fazla üzüyor.
Misafirlerime özel birşeyler hazırlamak için bir kaç kitap karıştırdım elbette ve iki tarif uyguladım bu kitaplardan biri kahveli kek, diğeri çikolatalı ve hurmalı börek. Daha blogumu ilk açtığımda haber ettiğim sevgili arkadaşım Ayşenur hemen gününde bak sana bir tarif vereceğim bunu yapacaksın ve adına da "Ayşenur'un Burdur Sarmaaşı" diyeceksin dedi. Bende hazır Ayşenurlar da bana geleceği için onların bu yöresel yemeğini yaptım ve bloguma da koyayım dedim. Cuma günü Beyzamın doğum günü için onlara gittiğimde annesi Cale Teyzem (buda benim j özrümden kaynaklanıyor. İsimlerdeki sert harfleri birtürlü kullanamam, onun için bende j ler hem c dir :)) özellikle bak bu salata çok güzeldir muhakkak bunu koy sitene dedi bende onun için misafirlerime "Gavurdağı Salatası" yaptım. Bu blog olayı sadece beni değil tüm ailemi ve arkadaşlarımı heyecanlandırdı. Durmadan herkesden, bak şunu yaparsın diye tarif toplarken buldum kendimi. Bu hafta resim çekerken sevgili annem mutfağımdan objeler toplayıp bunu kullan resimde güzel görünür diye fonlarımda yardımcı oldu bana. Kekimdeki çiçek fikri çok sevgili anneme ait mesela. Herkes "sonunda eserlerini sergilemeye karar verdin, vallahi bravo!" diyorlar :). Çok sanatçı hissettim kendimi canım.
Anlatmayı bitirip menüme ve tariflerime geçsem iyi olur artık yoksa bende daha laf çoook :))
Efenim menümüzü sıralayım önce sonra zaten birer birer tariflerinide anlatacağım, şimdiden afiyetler olsun....

Gavurdağ SalatasıBurdur SarmaAşıKahveli KekÇikolatalı Hurmalı Börek
Blog Widget by LinkWithin