25 Şubat 2010 Perşembe

Yayla Çorbası

Yayla Çorbası

Güneş yüzünü gösterdi.. İlk cemrenin düştüğüne dair rivayetlerde dolaşmakta. Ehh benim mevsimim başlıyor.. Baharrr... Ahh ahh ben her baharr aşııkk olurummm :D
Ama siz bu güneşe kanmayın, bu güneş yalancı güneş. Siz gene sıcak evinizde sıcacık çorbalarınızı tıkırdatmaya devam edin. Henüz aşık olmaya var.. Biraz daha sabır :D

Malzemeler
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı (tepeleme) un
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 1 su bardağı tavuk suyu
  • 1 lt kaynar su
  • tuz
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
Yapılışı
  1. Derin bir tencereye pirinçleri koyun. Üzerine kaynar suyu ilave edip pirinçleri haşlamaya bırakın.
  2. Bir kasede un ve yoğurdu karıştırın. Tavuk suyunu yavaş yavaş bu karışıma ilave edip bir yandan tel çırpıcı ile çırpın. Unun topaklanmaması gerekiyor.
  3. Bu arada hafifçe yumuşayan pirinçlerin suyundan bir kepçe yoğurtlu karışıma ilave edip yoğurdun ılınmasını sağlayın. Böylece tencereye koyduğunuzda kesilmeyecektir.
  4. Ilınan yoğurtlu karışımı yavaş yavaş tencereye ilave edin bu arada sürekli karıştırın. Tuzunuda ilave edin.
  5. Çorba iki taşım kaynayana kadar karıştırarak pişirin. Kuru naneyi ekleyip karıştırın. Altını kapatın. Ama asla kapağını kapatmayın ve içinde kaşık bırakmayın. Sıcak çorbanın kapağını kapatmak çorbanın sulanmasına neden olur.
  6. Servisten önce bir tavada tereyağını eritip biraz kızdırın, içine pul biberi ilave edin. Tabaklara servis ettiğiniz çorbanın üzerine arzu ettiğiniz miktarda dağıtın.
Afiyet olsun...

23 Şubat 2010 Salı

Soğanlı Cevizli Ekmek

Soğanlı Cevizli Ekmek

Aslında buna ekmek demek haksızlık olur.. Bu lezzet başlı başına bir çay ikramlığı. Evet evet bu şekilde anlatmak daha doğru. Yanında başka hiç bir ikramlık istemeyen fırından çıktığı gibi hüpletilmesi gereken süper süper süper bir şey!
Oğlumun Haticesi aynı zamanda bizim evin mutfak müdavimlerinden.. E malum ben pasta kurabiye derken evin mutfağını ihmal ediyorum çoğu zaman. Sağolsun Hatice imdadıma yetişiyor. Hatta arada özellikle öğleden sonraları çayı demleyipte "Yasemin hanımmm çaayy!" diye seslenmesi ve elbette çayın yanına hazırladığı ikramlıklar.. Allahım ne olacak benim sonum, sanırım vinçle çıkarıcaklar yakında beni evden :D
İşte bu güzel ekmekte daha fırında çıkar çıkmaz kesilip fotoğraflandı ki tazeyken anlayabilin biraz lezzetini..

Soğanlı Cevizli Ekmek

Malzemeler
  • 3,5 kase un (standart boy çorba kaseleri ne çok küçük ne çok büyük)
  • Aldığı kadar ılık su
  • 1/2 paket yaş maya
  • Tuz
  • 1 yumurta (üzerine sürmek için)
İç malzemesi
  • 3 baş orta boy kuru soğan
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 tatlı kaşığı salça
  • 1/2 demek maydanoz
  • 1 su bardağı ince çekilmiş ceviz
Yapılışı
  1. Mayayı az ılık suda eritin.
  2. Derin bir yoğurma kabına unu dökün. Arzu ettiğiniz miktarda tuzu ilave edin.
  3. Unun ortasını açıp mayalı suyu ilave edin. Azar azar ılık su ilave ederek yoğurmaya başlayın. Kulak memesinden daha yumuşak kıvamda hafif ele yapışan bir hamur elde edene kadar su ilave edin. Hamur çok cıvık yada çok sert olmamalı.
  4. Hamurunun üzerini kapatıp ılık bir ortamda iki katı hacme gelene kadar mayalanmaya bırakın.
  5. Soğanları küçük küpler halinde doğrayın. Maydanozları incecik kıyın.
  6. Bir tavada soğanları yağ ile soteleyin. Yumuşayıp pembeleşince salçayı ilave edin. 5 dakika piştikten sonra maydanozu ilave edip altını kapatın.
  7. Bu arada kabaran hamuru yeniden yoğurun. İki parçaya ayırın.
  8. Fırın tepsisini yağlayın. Hamurun yarısını elinizle açarak tepsiye yayın.
  9. Üzerine önce soğanlı harcı her köşesine gelecek şekilde yayın.
  10. Soğanlı harcın üzerine cevizleri yayın.
  11. Diğer yarım hamuru elinizle açarak malzemeli hamurun üzerine yayın.
  12. Üzerine hafif çırptığınız yumurtayı fırçayla veya elinizle sürün.
  13. 180 derece alt-üst ısıtılmış fırında üzeri iyice kızarana kadar pişirin.
  14. Fırından çıkarıp biraz ılınması için tepside dinlendirin. Ardından hemen servis edin, çok ta soğumasın :D
Afiyet olsun..

17 Şubat 2010 Çarşamba

Paşamın 2. Yaşgünü Kutlaması

Paşanın 2.Yaşgünü Partisi

90 küsür yaşında bir amcaya sormuşlar;

- Eee amca bu kadar zaman yaşadın ne gördün ne öğrendin?
- Aman yavrum, şu kapıdan girdiiim, şu kapıdan çıkıyorum..

Evet bu kadar basit bu kadar kısa.. Aslında zaman diye bir kavram yok. Yaşadığımız an var. Sadece bir an.. Göz aç ve kapa.. işte hepsi bu..
Henüz daha yeni 1.yaş gününü yazıyordum paşamın, bırakın yaşgününü daha doğumunu yeni yazdım.. ya onu da bırakın daha ben hamile olduğumu yeni öğrendim.. gün gelecek o anlarıda görebilirsem paşam okullu oldu diyeceğim, hatta mezun oldu.. belkide asker oldu.. Sonra O diyecek annem ne güzel şeyler yazmış ah yaşasaydı da gene yazsaydı... ve bu devran böyle dönüp duracak..
İşte bu yüzden seviyorum blog yazmayı, en azından dönen devranda bir yazı bırakıyoruz arkamızda.. Hani söz gider yazı kalır hesabı..
Paşam koca delikanlı oldu benim gözümde ama henüz çok başında hayatın. Ancak o kadar hızlı geçiyor ki zaman... Nefesim yettiğince her doğumgününü yazacağım oğlum senin sen merak etme.. İnsanlar, yahu ne uğraşıosun bu kadar desede, senin her anında yanında olacağım.. Yaradan izin verdikçe..
Çok mu duygusallaştım gene.. Annelik beni iyice sulugözlü yaptı, şen şakrak bi yazı yazmam gerekirken bir anda dökülen kelimelere bak.. Hemen toparlıyalım, olayı başa alayım :D
Efeennniiimmmmmm.... paşamın 2.yaş gününü kutladık pazar günü.. En can sevgilimin günüydü benim için sevgililer günü :D. Her zamanki gibi Mügeciğimle yoğun geçen bir planlama safhasından sonra, Beyzamla beraber sabaha kadar güle oynaya hazırlandı herşey.. Hatta gecenin 3ünde hasretime dayanamayan paşamın babasıyla atölyeye gelmesi bile normalde bizi kızdırsada o gece epey güldürdü... Heleki O'nun kapkekleri gördüğünde o saatte bile " aaaaaaaaaaaaa.... " diye gülmesi :D
Harika bir doğum günü hatırası daha eklendi anı defterine.. İşte bu doğum gününden arta kalan kareler...

Pırasalı Rumeli Böreği Ispanaklı Rumeli Böreği

Her zamanki gibi canım kayınvalidemin hazırladığı nefissss, yok nefis kelimesi yeterli gelmiyor, olağanüstü nefis rumeli börekleri.. İkisi de el açması ikisi de kat be kat.. kıyır kıyır... çıtır çıtır.. Ispanaklı ve Pırasalı rumeli böreği.. Merak etmeyin yapılışını kameraya aldım. Kısmetse en uygun zamanda yayınlayacağım :D Artık bunlardan mahrum kalmak olmaz :D

Zeytinyağlılar Şişte Köfteler

Elbette olmazsa olmaz Kadim usta.. Artık ustamı bilenler bilir.. Onsuz bir ziyafet düşünülemez. Bu sefer ustamı çok yormadım. Bi dahakine yüzüm olsun dedim :D Zeytinyağlı yaprak sarması, lahana sarması ve biber dolması menüdeki tuzlu lezzetlerde en çabuk tüketilenlerden. Birde şişe geçirilmiş mini mini köfteler. Hem servisi şık hemde tadı lezzetli.. Ayrıca doyurucu..

Tavuklu Makarna Salatası Mısırlı Tavuk Salatası

Menüde olmayan ama son anda elbirliği ile hazırlanan canım ablam ve Müge'min eseri tavuklu cevizli makarna salatası.. Eee bu kadar karbonhidratın yanında yeşillik olmazsa olmaz. Birazda bağırsakları çalıştıralım. Tavuklu mısırlı salata.. Hani içindeki mayonezi saymazsak aslında en hafif ikram buydu sanırım :D:D


Bonbon Kurabiye Meyve Soslu Tavuk Göğsü

Benim ve tüm davetlilerin favorisi özellikle şenlikli çocuk partilerinde bir numaralı tercihim bon bon kurabiyeler! Bu sefer çikolatayı çok ufak doğramayınca renkleri daha beyaz oldular ama lezzet.. işte ooo her zamanki gibi ha-ri-ka! Servisi daha kolay sunumu daha şık olsun diye tek tek porsiyonlara ayırdığım meyve soslu tavuk göğsüde, hani bu kadar çikolata yeter birazda sütlü tatı yiyelim canım, diyenler için.. Tarifini vereceğim inşaAllaah!

Vişneli Limonlu Kek Havuçlu Kakaolu Kek

Mügeeeciimin harika tepsi keklerii... Bir tanesi limonlu ve vişneli. Hafif ama tatlı, ferah ve lezzetlii.. Diğeri meşhur havuçlu kekin yepyeni versiyonu. Çok yakında okursunuz onuda sayfasında :D Kakaolu havuçlu tepsi keki.. Son 3 dilimi hala saklıyorum. yedirmeyeceğim kimseyeeee...

Fındıklı Çikolatalı Peykek

Bu aralar kendimi aştığım bir konu. Cheeesseecaakkee :D:D:D sevgili bebişimin dediği gibi artık gözüm kapalı yapıyorum sanırım bu peykekleri. İşte bu da Lezzet dergisi için hazırladığımın fındıklı versiyonu. Bu sefer tabanındaki ve üstündeki fındıklar çikolatalı peykeke olağanüstü bir aroma verdiler.. sen neymişsin be fındık..

Palyaço Pasta Seti / Clown Cake

Veee elbette herkesin beklediği son lezzet.. Pastaaaa :D İşte bunun yazısı başlı başına bir hikaye olarak Özel Pastam'da... Palyaçodan vazgeçemeyince bu sefer orjinal birşey yapıp pastanın tamamını bir palyaçoya dönüştürdüm. Her aşamasında kahkahalar olunca bu palyaçoda pek bi sevimli oldu yahu.. Palyaçonun takım arkadaşları portakallı tarçınlı süslü kurabiyeler ve browni kıvamında kakaolu kapkeklerde seyretmeye değerdi.. Zaten bunları apayrı bir masada sergiledim.. ve her çocuk hepsini tek tek inceledi ve parmakladı :D

Sencer Paşa Sencer Paşa

Hani olurda merak etmişsinizdir yahu bu paşa ne kadar büyüdü diye.. İşte kuzum karşınızda azimle objektife bakmayı reddettiği için onu siz böyle profilden takip edin şimdilik. Yakaladığımda gözlerinide çekeceğim inşaalllah... Kuzum sevimli papyonuyla elbette günün kahramanıydı..

Sencer Paşa

Özellikle kapkeki itinayla kağıtlarından ayırıpta hapır hupur yemesi işte benim görmeyi beklediğim sahne...
Bitanem biricik paşam, herşey senin içindi.. hani gün gelirde bu satırları okuyacak zamana geldiğinde annem benim için neler hazırlamış der beni güzel yad edersin diye.. Nice yaşların da nice güzellikler hep seninle olsun.. O güzel gözlerinin içi hep gülsün, o candan sarılışın hiç eksik olmasın.. Seni ne kadar sevdiğimi, bu yüreğin seni nasıl sevdiğini, anlatmaya iki kelime asla yetmez... Rabbim senden razı olsun bitanem! O seni seçilmiş kullarından etsin..


Unutmadan peçete detayı ve dostlarımıza yolladığımız davetiyeyide yazıya eklemeliyim.. (davetiyede özel pastam atölye diye belirtilsede doğumgünümüz evde oldu. artık atölye fotoğrafları daha sonra...)

Davetiye Peceteler

8 Şubat 2010 Pazartesi

Tavuklu Közlenmiş Kırmızı Biber Çorbası

Tavuklu Koz Biber Corbasi

Enteresandır bu sene epey kar gördü İstanbul. Hani karıda geçtim gerçekten havalar epey soğudu. Daha da soğuyacak bile diyor uzmanlar. Bakalım daha ne kadar soğuk olabilir bilmiyorum ama ben soğuk havaları çoook seviyorum :D Tabii sıcacık evde oturup soğuğu sevmesi kolay, Allah sokaktakinin yardımcısı olsun..
Hafta sonu beni vurup geçen şiddetli boğaz enfeksiyonu ve akabinde yediğim iğnelerin ardından sağlıklı bir şekilde karşınızdayım.. Hayatımda ilkkez bir hastalığımda hastaneye kendi ayağımla gidip serum yediğim ve iki saat bir başıma acilde yattığımı düşünürsek acaba hala soğukları seviyormuyum diye düşünmeden edemiyor insan.. Ama yook hastalıklar beni yıldıramaz ben soğuğuuuu seviyyoorrummm uleeeyyynnn :D

Tavuklu Koz Biber Corbasi

Efenim közlenmiş biberin is kokusuyla, tavuğun şifasının bir araya geldiği harika bir çorba bu çorba... Ocak ayında Tuz&Biber dergisi için hazırladığım bir tarif. Dergiyi okuyamayanlar için sayfamdada yer alması iyi olur diye düşündüm. Sırayla dergideki tariflerimi yayınlayacağım merak etmeyin!

Malzemeler
  • 7-8 adet orta boy kırmızı biber. (ya da 1 kavanoz hazır közlenmiş kırmızı biber)
  • 1 adet soğan
  • 1 adet patates
  • 1 adet havuc
  • 1 su bardağı kuşbaşı doğranmış kemiksiz tavuk eti (kalça olursa daha lezzetli olur)
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1,5 lt kadar kaynar su
  • Tuz
Yapılışı
  1. Eğer hazır közlenmiş biber kullanmayacaksanız, fırında grill de biberleri önlü arkalı közleyin. Kabuklarını soyup irice doğrayın.
  2. Soğanları, havuçları ve patatesleri küp küp doğrayın.
  3. Soğanları hafif yumuşayıp renkleri dönene kadar zeytinyağ ve tereyağ ile kavurun.
  4. Sonra havuçları ve patatesleri ilave edin. Onlarıda 2-3 dakika kavurun.
  5. Üzerine közlenmiş kırmızı biberleri, tavukları ve suyu ilave edin.
  6. Tuzunuda ilave edip tavuklar iyice pişip yumuşayana kadar çorbayı kaynatın. İki taşım kaynadıktan el blendarından geçirip iyice pürüzsüz hale getirin.
  7. İyice çekilen çorbayı bi 5 dakika daha kısık ateşte pişirin.
  8. Sıcak ve mutlaka taze öğütülmüş karabiberle servis edin.
Afiyet olsun…

2 Şubat 2010 Salı

LEZZET Dergisi Aldınız mı?

lezzet

Hayat sürprizlerle dolu.. Ve bu sürprizler hep üst üste geliyor hani bak kıymet bil sonra biranda kaybolurum der gibi.. Bende her geleni kollarımı sonuna kadar açarak karşılıyorum. Hepsine hak ettiği yeri vermeye çalışıyorum. Ki böylece beni terketmesinler..
İşte böyle bir sürprizi de Lezzet dergisi yaptı bana. Sevgili Seda Hanım, Aralık ayında telefonuyla şaşırttı beni.. "Şubat sayımızın çay saatine tarif hazırlarmısınız?".."Hazırlarım :D. Hem de seve seveeeeeeee".. Hakikaten o kadar heyecanla yapılmış ama hepsinde de istediğim sonucu aldığım altı olağanüstü tarif hazırladım Lezzet okurları için..
Etnik Pizza ve Havuçlu Kek (Bu sefer muffin olarak pişirdim) daha önce denediğim tariflerdi, ancak diğer dört tarifi dergi için ilk kez yaptım, Tavuklu Pırasalı Kiş, Mantarlı Muska Böreği, Anneanne Kurabiyesi ve Çikolatalı Cheesecake.
Çekime doğum günümden bir gün önce gelmeleri de benim için ön doğum günü hediyesi oldu diyebilirim.. Sevgili Seda ve Özgür, işlerini çok ciddiye alan, neşeli ve sıcak insanlar.. Geldiğiniz ve atölyemi şenlendirdiğiniz için teşekkürler..
Söylemeden geçemeyeceğim; kendi fotoğraflarımı beğenip kendimi bişey zannederken, sevgili Özgür'ün çektiği harika fotoğraflardan sonra kendimkiler çamur gibi göründü desem yeridir.. Ah siz onları bilgisayar ekranında görecektiniz.. İnanın dergideki halleriyle uzaktan yakından alakası yok..
Fazla lafa gerek yok, siz en iyisi Lezzet dergisinin Şubat sayısını tez elden edinin..

1 Şubat 2010 Pazartesi

TuzBiber Röportajı..

Sevgili Adaşım'la yaptığım Tuz Biber dergisinin Ocak 2010 sayısında yayınlanan röportaj.ım. Hani okumadıysanız sayfamda da bulunsun istedim..

Keyifli okumalar.

Blog Widget by LinkWithin