28 Kasım 2011 Pazartesi

Ispanaklı Yumurta

Yumurtalı Ispanak

Havalar soğudu mutfaklar ısındı.. Ocaklar yandıkça, fırınlar ısındıkça evin havasında mis kokan yemekler yayıldıkça haliyle kışın tadı bir başka.. Sonbaharı devirdik deviriyoruz, önce Aralık, Ocak, sonra Şubat, Mart derken.. yeniden ılınacak havalar ve unutacağız ne kadar soğuk olduğunu ve "yaa neden bu kadar sıcak" diye serzenişler başlayacak.. Bakmayın bir çırpıda anlattığıma aslında anlattığımdan çabuk geçiyor zaman. Yeni bir sene gelmek üzere.. Bir yaş daha eklenmek üzere hayatlarımıza.. Çocuklar için bu bir heyecan, orta yaşta bu bir depresyon sebebi.. :) Her yaşın ayrı bir güzelliği var diyenlere inanmayanlardanım ben şimdilik :) Ama yavaş yavaş alıştırıyorum kendimi... Haydaa nerden çıktı bu depresif haller falan..
Neeydi konumuz ıspanaklı yumurta.. peki nasıl geleceğim buraya.. Henüz bilmiyorum durun bi toparlayayım.. Evet evet kış.. Ispanak bir kış sebzesi :))) Bakın nasıl da toparladım.. Cümleyi baştan alalım :))
 
Yumurtalı Ispanak

Sevgili okur beklenen kışın gelmesiyle körpecik ıspanaklar manavlarda yerini almışken, fazla vakit kaybetmeyin ve hemen az yağda kavurup, biraz da acı biber ekleyin.. Üzerine tazecik çiftlik yumurtalarından alıp kırın.. Sıcacık kızartığınız çıtır çıtır ekmekleri yumurtanın ortasına batıra batıra tüketin.. Bu arada kulaklarımı da çınlatmayı ihmal etmeyin. Gecenin köründe ıspanaklı yumurtayı bu kadar ballandırarak anlattığım için bana kızmadan çınlatın ama.. Bak sol kulağım çınlarsa bunu sizden bileceğim ona göre :)))

Malzemeler 
  • Çeyrek bağ ıspanak
  • 1 adet küçük boy soğan
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağ
  • 4 adet yumurta
  • tuz, karabiber, pul biber
Yapılışı
  1. Ispanakları ince ince kıyın. Soğanları küp küp doğrayın. 
  2. Genişçe bir tavaya yağları koyun. Yağlar eriyince soğanı ilave edin. Hafifçe yumuşayana kadar kavurun. 
  3. Ispanaklarıda tavaya ilave edip kapağını kapatın.Ispanaklar biraz sönünce tuz, karabiber ve pulbiberi ilave edin. Şöyle bir karıştırın. Ispanaklar körpe olduğu için çok çabuk kavrulacaklardır.
  4. Yumurtalar için kavrulmuş ıspanaklarda yuvalar açın. Yumurtaları yuvalara kırıp üzerlerine bir miktar tuz serpiştirin. Tencerenin kapağını kapatın. 
  5. Yumurtaların beyazlar şeffaflıklarını kaybettiğinde hemen sıcacık servis edin.. Yumurtalar çok katılaşmadığında çok daha lezzetli olacaktır. 
Bana okumak yetmedi ben bide izlemek istiyorum derseniz eee hadi buyrun :))

Afiyet olsun...



22 Kasım 2011 Salı

Peynirli Poğaça

Peynirli Poğaça  Peynirli Poğaça
Gece vakti tatlı krizlerime tanık oldunuz hep.. Hemen mutfağa koşmalıyım bir kurabiye bir kek bişiler çırpmalıyım dediğim çok oldu. Ancak hiç tuzlu krizim tutmadı benim, ta kii bir günün sabahında "Allahım peynirli poğaça olsa da yesek..." diye içimden geçirene kadar. Evet evet çok net bir şekilde eski klasik tip peynirli poğaça istedi canım. spesifik bilinen her evde muhakkak en az bir kere pişmiş olan türünden. Gel görki yemek blogu sahibi olmuşta etrafta ahkam kesen bendenizin mutfağında hiç pişmemiş olan türünden :))
Evet sevgili okur size bir itirafim var! Ben hiç peynirli poğaça yapmadım.. Bırak peynirliyi ben sanırım poğaça yapmadım. Şaşırmadıysanız iyi.. yahu bu hatunda uzman geçiniyor ama bir poğaça bile yapmamış dediyseniz daha iyi.. Tamam yaaa artık yaptım işte aaaa uzatmayın canım sizde :P

Peynirli Poğaça

Hem de ne poğaça!! Bildiğin ağızda dağılan birtane asla yetmez, sıcakta yerim soğukta dedirten.. Öyle bir poğaça işte :)) Ve tüm bunları gece vakti gelen tuzlu krizine bizim kızlarında eşlik etmesi sebep oldu.. Kızlarla dizi keyfi için toplandığımızda genel olarak krizler tatlı tüketimiyle biterdi. Ama bu sefer Nur daha ilk dakikasında "yaaa şöyle bi peynirli poğaça olsa da yesek.." demesiyle başladı. Son tepsiyi fırından alırken sona erdi.. Ah kalp kalbe karşı derlerdi de, midelerin karşılıklı olması çok fenaymış :)) Gecenin köründe 4 poğaçayı mideyi indirince... sormayın sormayın.. siz siz olun bu krizi bastırıp sabah kahvaltısına saklayın. Böylece aldığınız kaloriler gün içi erisin gitsin, gece vakti oranızda buranızda birikmesin :)) Ya da amaannn boşverin koşun mutfağa poğaçalar fırında pişerken siz çayı demleyin.. Hadi afiyet olsun :))

Malzemeler
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1/2 su bardağı ayçiçek yağı
  • 150 gr margarin (oda sıcaklığında)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket kabartma tozu 
  • 2 adet yumurta 
  • Aldığı kadar un. (yaklaşık 4-5 su bardağı)
İç malzemesi
  • Peynir
  • Nane, pul biber
Üzerine sürmek için
  • Çörek otu, susam
  • Yumurtanın 1 tanesinin sarısı
Yapılışı
  1. Derin bir kaseye 3 su bardağı kadar unu dökün. 
  2. Unun üzerine yumurtalardan bir tanesinin sarısını ayırarak kırın. Tek yumurta sarısını daha sonra poğaçaların üzerine sürmek üzere ayırın.
  3. Kalan tüm malzemeyide una ilave edip yoğurun. Hamur klasik kulak memesi kıvamında bir hamur olacak. Ne fazla yumuşak ne fazla sert. Hatta biraz yumuşak olsa daha güzel oluyor :) Aşağı yukarı 4,5 - 5 su bardağı un eklediğinizde istediğiniz kıvamı elde etmiş oluyorsunuz. Ama yine de kontrollu eklemekte fayda var. 
  4. Hamur hazır olduğunda isterseniz hamuru merdane yardımıyla açıp, yuvarlak bir kalıp veya bardakla kesebilir, isterseniz cevizden az büyük bezelere ayırıp avcunuzun içinde bezeleri açabilirsiniz. 
  5. Açılan bezelerin ortasına isterseniz sade peynir, isterseniz peynirle birlikte karıştırdığınız pul biber ve naneyi yerleştirin. Kenarlarından bastırarak kapatın. İki kenarın birbirine iyice yapışması için iyice bastırın. Pişerken açılmasınlar. Açılırlarsa da sorun yok her türlü lezzetli oluyor :)
  6. Yağladığınız tepsiye poğaçaları dizin. Yaklaşık 2 tepsi poğaça çıkıyor. Üzerlerine yumurta sarısını fırça yardımıyla sürün. Çörek otu ve susamla süsleyin. 
  7. 180 derecelik alt üst ısıttığınız fırında üzerleri iyice kızarana kadar pişirin. Piştiğini anlamak için birtanesini tepsiden kaldırın. Altıda hafif pembeleştiyse tamamdır. 
  8. İster sıcak ister soğuk ama mutlaka bir bardak çayla ikram edin..
Afiyet olsun.. 




Ben böle anlamadım bana bunu görüntülü göster derseniz diye videosu da burda :)) Tek fark var bunun içi zeytinli ;)




15 Kasım 2011 Salı

Çilekli Cheesecake

Çilekli Cheesecake  Çilekli Cheesecake

Tamam biliyorum çileğin mevsimi değil.. Şimdi bu cheesecakede nerden çıktı diye isyan bayrağı çekmeyin. Bilinen büyük bir markete gidip gayet sera üretimi yarım kilo çilek alın.. Artık mevsiminde olmadığı için bulunamıyor diye bişey kalmadı.. Zaman değişti, artık her mevsimde herşey var. Ama tabii tercih etmek size kalmış :) Ben mevsiminde olmadımı eve çilek sokmayanlardandım. Ta kii bir müşterinin ısrarla çilekli pasta istemesine kadar. Yahu dedim "etmeyin, bakın mevsimi değil almayayım. Gelin ben size en güzelinden muzlu illa kırmızı meyve isterseniz frambuazlı yapayım" dedim.. dinletemedim.. Birkaç market dolaştım ve ne olur ne olmaz belki içinden kötüsü çıkar diye 2 kg çilek aldım. E haliyle 2 kiloyu pastada kullanmadım.. Epeyce bir miktarı arttı. Bu mevsimin çileği öle tabağa konulup kütür kütür yenmeyince, e pasta olarak da yapmak istemeyince uzun zamandır denemek istediğim meyveli cheesecake için malzeme oldular..
Çilekli Cheesecake  Çilekli Cheesecake

Meyveli cheesecakeler genelde klasik cheesecake üzerine değişik meyveli soslarla yapılıyor. Şimdi yalan yok benim vişneli cheesecake tarifimde bundan farklı değil :) (Aaa farkettimde ben onu yayınlamamışım.. He he tamam onuda farklı bir tarif olarak yazacağım demekki :) ) Yani yap cheesecake'ini limonlu, pişir üzerine meyveli sosunu al sana çeşit çeşit farklı tarif :)) Ama bu sefer kaçarı yok çilek kekin içine girecek dedim! Hatta görün bakın mevsiminde tane tane koyacağım bolca.. Vallahi ne yalan söyleyeyim içine girince asıl o zaman çilekli oluyormuş bu cheesecake..
Çilekli Cheesecake  Çilekli Cheesecake

Ee bizde cheesecake pişince tüm "cheesecakekolikler" çağrılır.. Bu da benim arkadaşlarıma kazandırdığım bir bağımlılık türü aslında. Her toplanmamızda yahu bir limonlu cheesecake yaptın ağzımıza bal çaldın arkası yok der dururlar. İnsanoğlu nankör işte :)) Unuttular portakallısını, çikolatalısını, vişnelisini... Ondandır ben cheesecake için mutfağa girdiğimde hemen telefonla toplu mesaja geçerim.. Huuu yarına cheesecake var programı yapın diye.. Bu seferde durum farklı olmadı. Ahali toplandı afiyetle yenildi. Lakin bir sorun vardı o da, ben keki gününde pişirip ikram ettim. Bu durumda asıl lezzeti anlaşılamadı. Haliyle yeniden borçlanıldı! Ama itiraf ediyorum ertesi gün bizzat kendim koca dilim yedim banamısın demedi bir dilim daha yemek istedim!. Siz siz olun sakın keki gününde ikram etmeyin mutlaka bir gece dinlendirin!!

Malzemeler
 
Taban için
  • 2 paket (400 gr) kakaolu petibör bisküvi 
  • 1 su bardağı kabuksuz kavrulmuş fındık
  • 175 gr tereyağ
Cheesecake için
  • 600 gr krem peynir (Pınar'ın sade krem peyniri. Mutlaka 1 gün oda ısısında bekleyip iyice yumuşamış olsun.)
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 4 adet orta boy yumurta (oda ısısında)
  • 6 tatlı kaşığı mısır nişastası (tepeleme)
  • 1 paket sıvı krema (200 ml)
  • 1 adet limon (suyunu sıkın, kabuğunu rendeleyin)
  • 1 su bardağı çilek püresi
 Sos için
  • Çilek 
  • Pudra şekeri
Yapılışı
  1. Bisküvileri fındıkla beraber robotta iyice ufalatın. Tereyağını bir sos tenceresinde eritip robot calısırken ilave edin. Hepsini beraber iyice karışana kadar robotu çalıştırın.
  2. 24 cm'lik kelepçeli kalıbın tabanına yağlı kağıt serin. (Bunun için kalıbın kelepçesini çıkarın. Tabana kağıtı koyun. Kağıt kenarlardan sıkışacak şekilde kelepçeyi takıp kilitleyin. dışarda kalan fazlalığı kesin.)
  3. Kalıba bisküvili karışımı dökün. Tabanına ve kenarlarına elinizle bastırarark yerleştirin. Kekin iç karışımını hazırlayana kadar buzlukta bekletin.
  4. Mikser kabına krem peyniri boşaltın. İyice yumuşayana kadar çırpın. 
  5. Şekeri peynire ilave edip yeniden çırpın.
  6. Nişastayıda ilave edip çırpmaya devam edin.
  7. Yumurtaları bir kaseye kırın. Sonra peynirli karışıma teker teker ilave edin. Her yumurtadan sonra mikseri en yüksek devirde 3-5 saniye çırpıp yumurtanın karışmasını sağlayın ama çok da çırpmayın. Bu şekilde yumurtaların tamamını ilave edin.
  8. En son krema, limon kabukları ve limon suyunuda ilave edin. Bir 5 saniye daha çırptıktan sonra buzdolabından kalıbınızı çıkarın. Ve karışımı kalıba boşaltın. 
  9. Çilek püresini karışımın üzerinde boşaltıp spatula yardımıyla hareler çizerek dağıtın. Tamamen karışmasını isterseniz kalıba boşaltmadan önce en son ekleyerek 1-2 saniye çırpabilirsiniz. (Ben cheesecake i yerken ara ara çilek tadı ara ara da limon tadının gelmesini sevdiğim için tamamen karıştırmadım.)
  10. 175 derece turbo olmayan fırında 20-25 dakika pişirin. Daha sonra fırının kapağını hiç açmadan ısıyı 90 dereceye düşürüp 50-60 dakika daha pişirin. Piştiğini anlamak için kekin tam ortasının parlak veya ıslak olmaması gerekiyor. Ya da kek kalıbını hafif salladığınızda ortasının sallanmaması lazım. Kekin kenarları sallanabilir. Buzdolabında bir gece beklediğinde yeterince sertleşecektir panik yapmayın.
  11. Keki fırından çıkarıp soğuyana kadar oda ısısında, soğuduktan sonra bir gece buzdolabında dinlendirin.
  12. Sosu servisten 1 saat önce hazırlayın. Bunun için çilekleri ve pudra şekerini roboto koyun. Sürekli çalıştırmadan, kısık kısık çalıştırarak birbirine karışmasını sağlayın.İsterseniz tüm sosu soğuyan kekin üzerine döküp buzdolabında 1 saat bekletin. İsterseniz keki sosu yanında servis edin. Her iki şekilde de harika oluyor.
Afiyet olsun...

5 Kasım 2011 Cumartesi

Dua



Rabbim; 
Anlamayı, algılamayı, idrak etmeyi, idrak ettiğimi yaşamayı nasip et...

Yaşadığımız, Hayırlı bir bayram olsun..
Muhabbetle..









* Fotoğraf internetten alınmıştır. Kaynağı bulamadığım için belirtemiyorum. Bilenler lütfen yönlendirsin.
Blog Widget by LinkWithin